| Ancak, Shabadaba zaten birkaç gezgin ninja kiralamıştı ve bir askeri kuvvet kurmuştu. | Open Subtitles | لكن الوزير استأجر بعض النينجا المتجولون واعد القوات العسكرية |
| - Değil mi? Bana göre-- - All Saints reklam alanlarını altı haftalığına kiralamıştı. | Open Subtitles | المستشفى استأجر هذه المساحة لمدة 6 أسابيع |
| Annem bu atlıkarıncayı bir saatliğine bana ve arkadaşlarıma kiralamıştı. | Open Subtitles | أمي استأجرت اللعبة الدوارة لمدة ساعة كاملة لأصحابي |
| Ama kaptan, teknesinin önceden Meaby'nin filminde görünmesi için kiralamıştı. | Open Subtitles | في الواقع, الربان قد أجر قاربه بالفعل ليتم تصويره في فيلم (مايبي) |
| Öğleden sonrası için kafeteryanın yakınında bir oda kiralamıştı. | Open Subtitles | كان يستأجر غرفة قرب المطعم عصر ذلك اليوم |
| - Evin içindeki hemen hemen her şeyi kiralamıştı. | Open Subtitles | لقد كان يؤجر فعلياً كل شئ فى المنزل |
| - Tabii. Bunu, yoga öğretmeni için nedime olacağı zaman kiralamıştı. | Open Subtitles | على أي حال، لقد إستأجرت هذه عندما كانت الجارية الشرفية |
| Birkaç çocuk beni Newport'tan bir tekne getirmek için kiralamıştı. | Open Subtitles | استأجرني صبيين لأحضر قارب من (نيو بورت) |
| Bronx'tan Sonny Spinz kiralamıştı. | Open Subtitles | (سوني سبينز) من (برونكس) قام باستئجاره |
| Şehirde bir misafir kulübe kiralamıştı. | Open Subtitles | استأجر كوخاً إضافياً في البلدة. |
| Vince'in devam eden desteği sayesinde hastane bir orkestra ve şarkıcı kiralamıştı. | Open Subtitles | (فينس) في دعمه المستمر للمستشفى استأجر فرقة موسيقية و مطربة |
| Chi'nin kullandığı Mustang'i kiralamıştı. | Open Subtitles | هوَ من استأجر السيّارة التي كان يقودها (شي) |
| ..annem arkadaşlarımı eve getirmesi için... .. midillisi olan şu arabalardan kiralamıştı. | Open Subtitles | استأجرت أمي حصان و عربة كي تأتي لمنزلي لأجل كل الأولاد |
| Ben üniversite öğrencisiyken bana bir oda kiralamıştı. | Open Subtitles | لقد استأجرت منها غرفة عندما كنت طالبا جامعيا |
| Neyseki, Tobias dalaveresini desteklemek için araba kiralamıştı. | Open Subtitles | لحسن الحظ, أجر (طوباياس) سيارة ليحافظ على خدعته |
| Bill Gates, Lanai'de evlenince paparazziler görüntülemek için kullanamasın diye Hawaii adalarındaki tüm helikopterleri kiralamıştı. | Open Subtitles | أعني, عندما تزوج (بيل جيتس) في (ليناي) - أحد جزر هاواي- أجر كل هيلوكبتر على جزر هاواوي |
| Tadilat yapılıyordu. Dolayısıyla başka bir ev kiralamıştı. | Open Subtitles | لقد تمّ تفريغ كلّ شقة تماماً، لذا فإنّه كان يستأجر من الباطن. |
| Benim dairelerimden birini kiralamıştı. | Open Subtitles | كان يستأجر شقّةً عندي. |
| Altı hafta önce, Miko o evi kiralamıştı. | Open Subtitles | منذ ستة أسابيع، وقتئذٍ كان (ميكو) يؤجر المكان |
| Mockingbird Yolu'nda bir yer kiralamıştı. | Open Subtitles | "لقد إستأجرت المكان في مقطورات "موكينغبيرد |
| Beni kiralamıştı. | Open Subtitles | لقد استأجرني . |
| Cal bizim için kiralamıştı. | Open Subtitles | قام (كال) باستئجاره من أجلنا |