| Kirkman'le yaptığın küçük partiden toparlanıyor musun? | Open Subtitles | أذا أنت تتعافى من حفلتك الصغيرة مع كيركمان |
| Başkan Kirkman'ı savunmam gerekirse yalnızca birkaç hafta içinde olabilecek en zorlu şartlarda yalnızda bombalı eylemi yapan örgütün kimliğini saptamakla kalmadı örgüt liderinin yakalanmasıyla biten harekâtı da gerçekleştirdi. | Open Subtitles | في الدفاع عن الرئيس كيركمان أود أن أوضح أنه خلال أسابيع قصيرة في ظلّ ظروف لا يمكن الكشف عنها |
| Başkan Kirkman'ın ne bir referansı ne bir başarısı ne de tecrübesi var. | Open Subtitles | الحقيقة تبقى أن الرئيس كيركمان لا يمكن الثقة به ولم يحقق شيئًا، ولا يمتلك خبرة حقيقية |
| Başkan Kirkman'ın hükûmeti tekrar kurma sözü doğrultusunda bugün bir adım daha atıldı. | Open Subtitles | وعد الرئيس كيركمان بإعادة بناء الحكومة أصبح أقرب إلى الواقع اليوم |
| Bütün New York'un da bildiği gibi Kirkman, Hawks'ın altı sene önce playoff'lardan çıkmasına neden olmuş, yanlışlıkla Alvarez'i yere devirmişti. | Open Subtitles | الآن، كل نيويورك تعلم، كاركمن" سمعته سيئة" في هذه الحظة عندما سلك طريق الخطأ عند عودة الرجل "ماركوس الفاريز"، |
| Başkan Kirkman'ı savunmam gerekirse yalnızca birkaç hafta içinde olabilecek en zorlu şartlarda yalnızda bombalı eylemi yapan örgütün kimliğini saptamakla kalmadı örgüt liderinin yakalanmasıyla biten harekâtı da gerçekleştirdi. | Open Subtitles | في الدفاع عن الرئيس كيركمان أود أن أوضح أنه خلال أسابيع قصيرة في ظلّ ظروف لا يمكن الكشف عنها |
| Başkan Kirkman'ın ne bir referansı ne bir başarısı ne de tecrübesi var. | Open Subtitles | الحقيقة تبقى أن الرئيس كيركمان لا يمكن الثقة به ولم يحقق شيئًا، ولا يمتلك خبرة حقيقية |
| Başkan Kirkman'ın hükûmeti tekrar kurma sözü doğrultusunda bugün bir adım daha atıldı. | Open Subtitles | وعد الرئيس كيركمان بإعادة بناء الحكومة أصبح أقرب إلى الواقع اليوم |
| Kirkman'la yüz yüze geldiğinde talimatlarıma harfiyen uyacaksın. | Open Subtitles | ومتى ستواجه كيركمان وجهًا لوجه ستفعل ما أقوله لك تمامًا |
| Beyaz Saray'dan birilerinin Kirkman'ı varis atadığını biliyoruz zaten. | Open Subtitles | حسنًأ، نعرف منذ فترة أن أحدهم بالبيت الأبيض تسبب بإنقاذ كيركمان دومًا |
| Tom Kirkman olarak değil, en sarsılmaz müttefikiniz olan | Open Subtitles | ليس بصفتي توماس كيركمان بل كرئيس للولايات المتحدة |
| Kirkman'a da Meclis'in çoğunluğunu temsil eden yırtıcı biri lazım zaten. | Open Subtitles | لكن (كيركمان) يحتاج إلى بلدغ خاصة بلدغ يتحكم في الأغلبية بالكونغرس |
| Kirkman, zorbalığı bırak. | Open Subtitles | كيركمان توقف عن إرشاد الرجل |
| Teyit edeceğim. Kirkman tamam. | Open Subtitles | أكد ذلك كيركمان إنتهى |
| Başkan Kirkman son zamanlarda denizaşırı seyahate çıktı mı? | Open Subtitles | هل قام الرئيس (كيركمان) برحلات خارجية في الآونة الأخيرة؟ |
| Tom Kirkman. | Open Subtitles | آسف لأننا تأخرنا توم كيركمان |
| Tyler, ben Tom Kirkman. Lütfen beni ara. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | (تايلر)، انا (توم كيركمان)، رجاءًا عاود الإتصال بي |
| Herkes karşımızdaki zalim, gaddar düşman karşısında liderimiz Tom Kirkman'ın arkasında birlik olmamız gerektiğini söyleyecek. | Open Subtitles | وكيف يتعين علينا أن نتجمع حول قائدنا (كيركمان) |
| Evet. Sam Kirkman. Phil'in babası. | Open Subtitles | "نعم. "سام كاركمن" والد "فيل شكرا لمجيئك. |
| O binanın tepesinden atlamalıydın Kirkman. Peki. | Open Subtitles | كان يجب عليك ان تقفز من فوق المبنى، "كاركمن" |
| Bu takımın Kirkman'dan korkmayı bırakması için ne lazım? | Open Subtitles | ماذا سوف يأخذ لهذا الفريق توقف أخيرا من الخوف من "فيل كاركمن"؟ |