| Silahlarıyla denizlerimizde dolaşıyor ve çöpleriyle okyanuslarımızı kirletiyorlar. | Open Subtitles | انهم ينقلون أسلحتهم عبر بحارنا, و يلوثون محيطتنا بمخلفاتهم |
| Bizi kirletiyorlar. Bak, tam bir Belçika tenceresi. | Open Subtitles | انهم يلوثون هوائنا بدخان سيارته. |
| İnsanlar, arabaları ve egzozları atmosferi kirletiyorlar. | Open Subtitles | الجميع في سياراتهم يلوثون الأجواء |
| Dördüncü Cadde'de oturuyor. Camları kırıyorlar, yerleri kirletiyorlar... | Open Subtitles | يحطمون النوافذ و يوسخون الأرض |
| Camları kırıyorlar, yerleri kirletiyorlar... | Open Subtitles | يحطمون النوافذ و يوسخون الأرض |
| Aynısını şu kapüşonlu veletlere de yapmamanız çok kötü. Boş boş oturup ortalığı kirletiyorlar. | Open Subtitles | آنك لم تستطع عمل الشيء ذاته للأجساد الملطخة بالدماء والمتسكعه بالجوار |
| Bunlar ülkemizi kirletiyorlar. Kanımızı pisletiyorlar. | Open Subtitles | فقومه يلوثون أرضنا ويجعلون دماءنا قذرة |
| Bunlar memleketimizi kirletiyorlar. Kanımızı pisletiyorlar. | Open Subtitles | فقومه يلوثون أرضنا ويجعلون دماءنا قذرة |
| Şimdiye kadar çevreyi korumak istiyorlardı. Oysa şu anda içme suyunu kirletiyorlar. | Open Subtitles | حتى الآن هم يريد حماية البيئة لكنهم الآن يلوثون مياه الشرب! |
| Camları kırıyorlar, yerleri kirletiyorlar... | Open Subtitles | يحطمون النوافذ و يوسخون الأرض |
| Aynısını şu kapüşonlu veletlere de yapmamanız çok kötü. Boş boş oturup ortalığı kirletiyorlar. | Open Subtitles | آنك لم تستطع عمل الشيء ذاته للأجساد الملطخة بالدماء والمتسكعة بالجوار |