| kolaymış lan. Belki de dünyanın en büyük akrobatı benim. | Open Subtitles | هذا سهل ، ربما أكون أعظم بهلوان في العالم بالفعل |
| Bu tedavi hakkındaki artılardan biri de ücretsiz olmasıymış, yani neredeyse ücretsiz, ve uygulanması da çok kolaymış. | TED | واحدا من الأشياء الجيدة في هذا العلاج أنه كان بلا مقابل حقيقة, بلامقابل ، وكان سهل الأستخدام |
| Bunu çok kolaymış gibi yapman gerçekten şaşırtıcı. | Open Subtitles | إنّه لأمرٌ مذهلٌ أنّك تجعل الأمر يبدو سهلاً.. |
| O kadar kendini beğenmiş, küstah ve umursamazdın ki çok kolaymış gibi geldi. | Open Subtitles | أنت متغطرس ومتسلط ومراعي تستطيع جعلها سهلة |
| Günlük koşuşturmalara kendimizi kaptırmak ve bizim için asıl önemli olanları unutmak kolaymış gibi geliyor. | TED | أشعر أنه من السهل أن ننشغل بالحياة اليومية، وننسى ما يعني لكم الكثير حقا. |
| Sadece kolaymış gibi gösteriyorum çünkü çok fazla pratik yaptım. | Open Subtitles | يبدو سهلا لأنني حصلت على الكثير من التمارين |
| Evet, çok kolaymış. Bunlar sadece kağıt. | Open Subtitles | نعم الأمر جداً سهل إنها مجرد أوراق الكثير من الأوراق |
| Bu kolaymış. Birisini boğmak gibi. Tamam. | Open Subtitles | هذا سهل وكأنني أحاول إغراق شخص حسناً، يمكنك تركها أعتقد أننا وصلنا لبر الأمان |
| kolaymış ya. Defteri çalan ajanı taklit edersek tamam. | Open Subtitles | حسنًا، هذا سهل علينا إنتحال شخصية العميل الذي سرق الدفتر |
| Şimdi bu kolaymış gibi davranmayacağım. | TED | وانا لا أدعي الآن ان هذا أمرٌ سهل |
| Oldukça kolaymış, değil mi Bay Allnutt? | Open Subtitles | انه سهل جدا اليس كذلك سيد الينوت ? |
| Kolay değil. Ben kolaymış gibi gösteriyorum. - İçinize çekmeyin. | Open Subtitles | هذا ليس سهلاً ،بالطبع أنا أجعل ذلك يبدو سهلاً |
| - Lex bunu kolaymış gibi gösteriyor. - Belki de öyledir. | Open Subtitles | حسناً ليكس يجعل الأمر يبدو سهلاً - ربما هو كذلك - |
| Bu kolaymış gibi davranmanın bir alemi yok. | Open Subtitles | والآن، ليس هنالك من سبب للإدعاء بأن هذا سيكون سهلاً |
| Zor vuruşları kolaymış gibi gösteren bir tarzı vardı... ve kolaylar daha da kolay görünüyordu. | Open Subtitles | كـانت لديه طريقة لجعــل الضربــات الصعبة تبدو سهلة و الضربــات السهلة أكثــر سهولـة |
| Ve iyi dansçılar çok kolaymış gibi gösterirler. | Open Subtitles | و الراقصون الجيدون يجعلون الأمور تبدو سهلة |
| İşte bu kadar, kolaymış değil mi? | Open Subtitles | هذا كل ما في الامر مجرد صخرة اللطيف جيئة وذهابا. عادل سهلة. |
| Durdum ve ona baktım çok kolaymış gibi görünüyordu... | Open Subtitles | ، بدا من السهل جداً ، أن أقطع أحد الخراطيم ، أسحب أحد الصمامات |
| Bildiğim kadarıyla eğer kefalet verirlerse, sınırı geçmek kolaymış. | Open Subtitles | السيد ياسل .. أفهم بأني لو حصلت على الكفالة فمن السهل عبور الحدود حقا .. |
| Yani, bak birinin hayatımıza, aramıza girmesi ne kadar kolaymış. | Open Subtitles | أعنى , كم كان مكن السهل أن يأتى أحد فى حياتنا , ويدخل بيننا. |
| - Sanki çok kolaymış gibi. | Open Subtitles | حسنا، أنت يقولون انها تحب ذلك سيكون أمرا سهلا. |
| Hata yapmak çok daha kolaymış. | Open Subtitles | وكان احتمال ارتكاب خطأ أكثر سهولة بكثير |
| Farklı olacağıma yemin ettim, ama sandığımdan daha kolaymış. | Open Subtitles | لذلك أقسمت بأنني سأكون مختلفاً عنه الامر ليس بهذه السهولة |
| Sana bakınca kolaymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن بصراحة، لم أشاهد أي شيء آخر ينجح بشكل أفضل. حسنا، أنتِ تجعلينه يبدو سهلًا. |
| Bu fazla kolaymış gibi geliyor. Yalan söylüyor olabilir. | Open Subtitles | أشعر بأن الأمر أسهل مما يجب قد يكون يكذب |
| - kolaymış gibi söyleme... | Open Subtitles | -لا تتحدث عنها وكأنها أمر هيّن |
| - O kadar kolaymış ki, ben bile çözebilirmişim. | Open Subtitles | قال إن القضية بسيطة لدرجة أني أستطيع حلها |