| 10 yaşındaki ufak oğlan bizlere beyzbol kart koleksiyonunu göstermek istedi. | Open Subtitles | الفتى الصغير ذو العشر سنوات أراد أن يرينا مجموعة بطاقاته بالبيسبول |
| Son kumar alemine gittiği yıl benim domuz biblo koleksiyonunu tamamladığım yıldı. | Open Subtitles | كان في صخب قماره في السنة التي أكملة فيها مجموعة تحف الخنازير |
| Bayan Counts, kütüphanede Bishop O'Dowd Lisesi için oldukça etkileyici bir grafik roman koleksiyonunu bir araya getirdi. | TED | في المكتبة، أسست الآنسة كاونتس واحدة من الأمور اللافتة وهي مجموعة روايات مصورة للأسقف أودود. |
| Olabilecek en büyük müzik koleksiyonunu yanında getirmeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | لن تحاول إحضار مجموعتك الموسيقية في أكبر الهيئات حجمًا، صحيح؟ |
| Sonrasında müttefik güçler onun koleksiyonunu inceledi ve tabloları buldu ve onları satanları aramaya başladı. | TED | ومن ثم استولت قوات التحالف على مجموعته الفنية ووجدوا اللوحات الفنية وحاولوا الرجوع الى الاشخاص الذين تم شراؤها منهم |
| Yunanlar, British Museum'da tutulan Parthenon Mermerleri'ni, bu klasik heykel koleksiyonunu geri almaya çalışıyor. | TED | تسعى اليونان وراء استرجاع بارثينون ماربلز، وهي مجموعة من المنحوتات القديمة التي يحتفظ بها المتحف الإنجليزي. |
| Pablo Neruda ilk şiir koleksiyonunu 19 yaşında yayımladı. | TED | نشر بابلو نيرودا أول مجموعة له من القصائد في سن التاسعة عشر. |
| Küçük bir oğlunuz var. Size kelebek koleksiyonunu gösteriyor ve bir de kelebekleri öldürdüğü kavanozu. | Open Subtitles | عندك ولد صغير يظهر لك مجموعة فراشاته زائد الإرتجاج القاتل |
| O da üniversitede koleksiyonunu böyle toparlamış. | Open Subtitles | هكذا حصلت على مجموعة أحذيتها الرائعة في الجامعة |
| o Van dark koleksiyonunu almak isteyen koleksiyoncuyu temsil ediyor. | Open Subtitles | أنه جامع للنوادر والشخص الذي سيشتري مجموعة فون درايك |
| Hans Sloane 1753'te öldüğünde doğal objelerden oluşan dünyanın en büyük koleksiyonunu bir araya getirmişti. | Open Subtitles | و عندما مات هانز سلون عام 1753,كان قد جمع أكبر مجموعة من مخلوقات الطبيعة |
| Bir de paha biçilemez bir sanat koleksiyonunu yönetmeyi dene." demiştim. | Open Subtitles | قلت، مِن السهل إدارة بلد. فلماذا لا تديرين مجموعة مِن الفنّ الذي لا يقدر بثمن. |
| Bana, ölmüş arkadaşının ayakkabı koleksiyonunu satıyormuşsun gibi görünüyor. | Open Subtitles | ما يبدو لي أنكَ تحاول بيع مجموعة زميلكَ من الأحذية |
| Burada yazdığına göre, şarap koleksiyonunu teminat olarak göstermiş. | Open Subtitles | الان, هنا يقول انة طرح مجموعة نبيذة كضمان |
| Sen de domuz derisi koleksiyonunu göster. | Open Subtitles | وأنتِ قومي بعرض مجموعتك من الخنازير الجلدية عليهم |
| - Bana yarı-kıymetli taş koleksiyonunu gösterdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أوه، مهلا، شكرا مرة أخرى لتبين لي مجموعتك الأحجار شبه الثمينة. |
| Ya da onlara neden Parsons'ın kısa süre önce satış lisansı için başvurduğunu ya da Parsons'ın, ailesine koleksiyonunu birilerinin çalmak isteyebileceğini söylediğini anlatmıyordu. | Open Subtitles | للحصول على ترخيص لبيعها ولا علموا أن بارسونز قد حذر عائلته أن بعض الناس قد يريدون سرقة مجموعته |
| Moda tasarımcısı Patricia Novak'ın binlerce hayranı yeni yaz koleksiyonunu kutlamak için toplanıyor. | Open Subtitles | مئات المعجبين يخرجون للإحتفال بأحدث تشكيلة صيف " المصممة للأزياء " باتريشا نوفاك |
| Şahsi birkaç şapkası olan insanları bilirim ama koleksiyonunu yapanı ilk defa gördüm. | Open Subtitles | اعرف اناساً يمتلكون بضعة قبّعات لكنني لم اسمع عن جامع قبّعات من قبل |
| Kurban nedense bunların koleksiyonunu yapıyormuş. | Open Subtitles | -نعم. الضحيّة قد جمعها لسبب شرّير |
| Ulu bilgelik ruhu sana yalvarıyorum sakın bu paha biçilmez kitap koleksiyonunu yok etme. | Open Subtitles | يا روح المعرفة العظيمة ، أتوسل إليكِ لا تدمري مجموعتكِ الضخمة من الكتب الثمينة |
| Yani, eğer gelmiş geçmiş en büyük ev videoları koleksiyonunu arıyorsanız o burada. | TED | فأنتم تنظرون الأن الى مقطع مما هو حتى الأن أكبر مجموعه تسجيلات فيديو في التاريخ. |
| Leslie iki ay önce tüm koleksiyonunu internette satmaya çalışmış. | Open Subtitles | قبل شهرين، وحاول ليزلي لبيع مجموعتها كامل على الانترنت. |
| Onların koleksiyonunu yapan bir kız arkadaşım vardı da. Onları yan yana dizip-- | Open Subtitles | كان لدي صديقة كانت تجمعهم إعتدنا على إصطفافهم على الـ... |
| Teknemizi, Jared'ın para koleksiyonunu hatta nişan yüzüğümü bile sattık. | Open Subtitles | لقد بعنا قاربنا ومجموعة القطع النقدية لجاريد خاتم زواجي ايضاً |
| Adam 8-9 sene önce öldü ve koleksiyonunu kız kardeşime bıraktı. | Open Subtitles | مات منذ ثمان أو تسع سنوات وترك لها المجموعة الكاملة |