| Bu üçüncü ihlalim olacak ve müebbet hapis alacağım. Panikledim. koltuğun altına uzandım, silahı kavradım ve onu vurdum. | Open Subtitles | وضعت يدي تحت المقعد أمسكت بالمسدس، وأطلقت عليه أكمل |
| koltuğun altına da bak. | Open Subtitles | انظري في الجانب الآخر من السيارة تحت المقعد |
| Ooh. Çantame koltuğun altına koymama yardım edebilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك أن تساعدني بوضع حقيبتي تحت المقعد |
| "Sevgili Ezikler, gerçekten de hediyeleri koltuğun altına mı saklayacağımı düşündünüz?" "Dip not: | Open Subtitles | أيتها الخاسرتان العزيزتان هل تظنان أنني سأخفي الهدايا تحت الأريكة |
| Hediyeleri koltuğun altına saklayacağımı mı düşündünüz? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا أود أن إخفاء الهدايا تحت الأريكة |
| ...sağ tarafınızdaki koltuğun altına bir şey... -saklar gibi öne doğru eğildiniz. | Open Subtitles | كنت تنحني وكأنك تحاول إخفاء شيء ما في أسفل المقعد الجانبي |
| Size ders olsun, bijon anahtarını koltuğun altına koymak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | مهلا، مرجعا في المستقبل، والركاب الآخرين ، الرئيسية إطارات تحت مقعد الراكب يست مكانا جيدا لوضعها. |
| Arka koltuğun altına saklanmıştı bu. Kaydedilmemiş ön ödemeli telefon. | Open Subtitles | هذا مخفي تحت مقعدك الخلفي دفعات غير مسجلة أينما تذهب |
| Emniyet kemerlerinizi bağlayıp bagajlarınızı önünüzdeki koltuğun altına koyunuz. | Open Subtitles | ويجب أن تكون أحزمة مقاعدكم مثبتة بأمان وأن تُحفظ كل الأمتعة المحمولة تحت المقعد الذي أمامكم أو الصناديق العلوية. |
| Telefonunu vites kolunun önündeki telefon gözüne koyup gaza basarsan telefonun koltuğun altına fırlıyor. | Open Subtitles | إذا وضعت هاتفك في حامل الهاتف أمام مقبض علبة التروس ومن ثم التعجيل، أنه يطلق النار تحت المقعد. |
| Silahı koltuğun altına saklamaya çalışıyordum ki birden patladı. | Open Subtitles | حاولت إخفاء المسدس تحت المقعد ثم انطلق |
| Katherine, ön koltuğun altına bakar mısın, lütfen? | Open Subtitles | كاثرين"، ألقى نظرة على ما" تحت المقعد الأمامي أيمكنك هذا من فضلك؟ |
| Yanınızda taşıdığınız eşyaları koltuğun altına ya da üstteki raflara koyarak sabitlendiğinden emin. | Open Subtitles | رجاءً تأكّدْ بأنّ كَ أمتعة شجارِ محفوظةُ... تحت المقعد في الجبهةِ منك أَو في الصناديقِ الفوقيةِ. |
| Yeğeninizi arka koltuğun altına mı saklayacaksınız yani? | Open Subtitles | تخبيئ ابن أخيك تحت المقعد الخلفي؟ |
| O koltuğun altına kaçan şeyleri unut gitsin. | Open Subtitles | أي شئ يسقط تحت المقعد إنسى أمره |
| Bekle. koltuğun altına düşmüş olmalı. | Open Subtitles | أنتظر لحظة، لابد أنها سقطت تحت المقعد |
| Brick, koltuğun altına bak. | Open Subtitles | بريك ابحث تحت المقعد |
| Lütfen anahtarlarınızı koltuğun altına koyun. | Open Subtitles | ضع مفاتيحك تحت المقعد |
| O anda koltuğun altına girip ölmek istedim. | Open Subtitles | - في تلك اللحظة، أردت أن الزحف تحت الأريكة وأموت |
| Bir ara buldum sanmıştım, koltuğun altına bakarken. | Open Subtitles | ظننت أنني وجدته تحت الأريكة |
| Hatırlatma olarak tüm el bagajlarınızı üst taraftaki bölmelere... ..veya önünüzdeki koltuğun altına koyabilirsiniz. | Open Subtitles | حتّى أذكّركم، جميع الأمتعة لا بد أن تناسب الصندوق العلوي لك، أو تضعها بطريقة آمنة أسفل المقعد الذي أمامك. |
| Ah, bak bakalım ön koltuğun altına sığdırabilecek misin, tamam mı? | Open Subtitles | أم، أنا بحاجة لك أن ترى ما اذا كان يناسب تحت مقعد الراكب ، OK؟ |
| - Oturduğun koltuğun altına yerleştir. | Open Subtitles | -ضعها تحت مقعدك . |