| Elmaslar özel bir konteynerde olacak... | Open Subtitles | 20درجة شمالاً . و 60درجة شرقاً . الماس سيكون في حاوية خاصة |
| O gün, konteynerde kaybettiğin şeyi hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | فهم يذكّروكَ بما فقدتَه ذلك اليوم في حاوية الشحن |
| Bir konteynerde on milyon dolarlar olduğundan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن عشرات الملايين . من الدولارات في حاوية واحدة |
| Beni o konteynerde bıraktığınızda üç yaşımdaydım. | Open Subtitles | كنتُ في الثالثة من عمري حين تركتموني في تلك الحاوية |
| konteynerde, yerleştirdiğin bombanın hemen yanında bulduğumuz... | Open Subtitles | ، قمنا بمقارنة البصاق الذي وجدناه في الحاوية |
| Çöplüğü kontrol ettik. Dania bir konteynerde buldu. | Open Subtitles | حسناً تفقدنا القمامة , و " دانيا " وجدته في الحاوية |
| Beni bir konteynerde buldu. Yarı ölü halde. | Open Subtitles | لقد وجدتني بمكب نفايات، حسنٌ؟ |
| Herkes konteynerde toplansın. | Open Subtitles | ابقي في مكانك والى البقية قابلوني عند حاوية الشحن |
| Ama o konteynerde gördükleri, onu değiştirdi. | Open Subtitles | ولكن ما رآه في حاوية الشحنة تلك، غيّره |
| Oradaki konteynerde ne işleri olduğunu da açıklamıyor. | Open Subtitles | أو كيف إنتهى بهم المطاف في حاوية الشحن . |
| O konteynerde 400 insan vardı. | Open Subtitles | فقطلتسجل... أن هناك 400 شخص في حاوية. |
| Sinir gazı Long Beach Limanında, Orta Asya'ya gitmek üzere bekleyen bir yük gemisinde, tıbbi malzemeyle dolu bir konteynerde. | Open Subtitles | (إن غاز الأعصاب في ميناء (لونج بيتش في حاوية بها أغراض طبية في شاحنة متجهة إلى وسط اسيا |
| Eşyalarımı konteynerde tutmak, bahçe kulübesinde tutmaktan daha mantıklı. | Open Subtitles | الاحتفاظ بأدواتي في حاوية شحن"{\pos(192,170)} أكثر منطقيّة من سقيفة فناء خلفيّ" |
| konteynerde Bir Ceset Bulundu | Open Subtitles | إكتشاف جثة وضعت في حاوية |
| Eğer konteynerde havayolu enfeksiyonu varsa ve uçak Amsterdam Schiphol havaalanına inerse 24 saat içinde hastalık bütün Avrupa'ya yayılmış olur. | Open Subtitles | إذا كانت الحاوية تحتوي فيروساً منقول جواً و رست الطائرة في مطار أمستردام مثلاً فستنتشر العدوى عبر أوروبا في غضون 24 ساعة |
| konteynerde ne var? | Open Subtitles | ما تحتويه تلك الحاوية ؟ |
| Şantiyedeyim yine. Aynı konteynerde. | Open Subtitles | "أنا في المسفن، في الحاوية عينها" |
| Dexter'ı o konteynerde koruduğun gibi. | Open Subtitles | مثلما حميتِ (دكستر) في تلك الحاوية |
| konteynerde tuzağa düşmüşler. | Open Subtitles | -لقد كانوا محتجزين داخل الحاوية . |
| Beni bir konteynerde buldu. Yarı ölü halde. | Open Subtitles | لقد وجدتني بمكب نفايات، حسنٌ؟ |