| Otoyoldaki tüm büfe ve benzin istasyonlarını kontrol ettik. Hiç iz yok. | Open Subtitles | لقد تفقدنا كل محطات الوقود الرئيسية والمطاعم بالطريق السريع ولا إشارة لهم |
| Buradaki tüm lokanta ve benzinlikleri kontrol ettik. Hiçiz yok. | Open Subtitles | لقد تفقدنا كل محطات الوقود الرئيسية والمطاعم بالطريق السريع ولا إشارة لهم. |
| Yolcu listesini kontrol ettik, hepsi zararsız kişiler. | Open Subtitles | لقد تحققنا من قائمة ابحارهم كل شخص منهم غير مؤذى |
| Apartmanın yakınlarında verilmiş olan bir kaç pizza siparişini kontrol ettik,... | Open Subtitles | لقد فحصنا مطعمين لطلب البيتزا والتوصيل المتأخر , قريبة من الشقة |
| Risk faktörlerini kontrol ettik sadece kontrol hapı kullandığını bulduk. | Open Subtitles | نحن تحققنا من عوامل الخطر ووجدنا أنها كانت تأخذ حبوب |
| Biz tüm bölgeyi kontrol ettik. | Open Subtitles | لقد بحثنا في جميع انحاء الجبال ولم نستطع العثور على جثته |
| Biz de telefon kayıtlarını kontrol ettik. Konuşmalar birbirini tutmadı. | Open Subtitles | ولذا لقد تفحصنا تسجيلات الهاتف و لم يكن هناك رابط |
| Evi kontrol ettik. İşkence odasından ya da oğuldan iz yok. | Open Subtitles | لقد تفقدنا المنزل لا وجود لغرفة التعذيب او الابن |
| Ve odada gördüğünüzü iddia ettiğiniz kana gelecek olursak odayı kontrol ettik ve hiçbir şey bulamadık. | Open Subtitles | و بالنسبة للدماء التي تقول أنّك رأيتها في الغرفة لقد تفقدنا الغرفة و لم نجد شيئاً |
| Gemideki uydu telefonunu kontrol ettik. | Open Subtitles | لقد تفقدنا هاتف القمر الصناعي على السفينة |
| Evi kontrol ettik, Pat Boone yılbaşı CD'im | Open Subtitles | لقد تحققنا من المنزل, ولم ننسى الباب مفتوحاً |
| Biz kontrol ettik dışarıdan görünmezsiniz. | Open Subtitles | لقد تحققنا مسبقا لا يمكن النظر من الخارجِ |
| Hayır. Girebildiğimiz bütün veri tabanlarını kontrol ettik. Ama şimdi Langley'e bakıyoruz. | Open Subtitles | لقد تحققنا من كل قاعدة بيانات نستطيع ولوجها، ولكننا عالقون في "لانجلي". |
| Evet, neredeyse herkesi kontrol ettik ve herkes kendisini anlattı. | Open Subtitles | أجل لقد فحصنا الجميع وكل شخص هو بالضبط كما قال عن نفسة |
| Parmak izlerini kontrol ettik. Biraz dağılmışlar. | Open Subtitles | لقد فحصنا البصمات وكلها ممسوحة وملطخة |
| ADAM: Efendim mekanı kontrol ettik. Temiz. | Open Subtitles | لقد بحثنا في الموقع ، لا يوجد شئ إنه متجر لبيع المشروبات الكحولية |
| Aslında biz müfredatı kontrol ettik, ve gayet iyi ama ne farkeder. | Open Subtitles | .. في الواقع، لقد تفحصنا المنهج وهو صعب جداً، ولكن لا بأس |
| K.B., her bir sandığı, her bir kokuşmuş şişeyi kontrol ettik. | Open Subtitles | بى دى لقد فتشنا كل صندوق لقد فتشنا كل زجاجة جعة |
| Kan seviyelerini kontrol ettik. Eozinofil veya idiyopatik anafilâksiye rastlamadık. | Open Subtitles | تفقدت معدلات الدم وليس الإعوار الإيزونفيلي أو الأيديوباثي |
| kontrol ettik. Ayak izi yok. | Open Subtitles | تحرّينا الأمر ولا يوجد آثار أقدام واضحة. |
| kontrol ettik. Hayatı boyunca sigara içmemiş. Muhtemelen başka birine hediye edecekti. | Open Subtitles | نعم، لقد راجعنا هذا بالفعل، أنه لم يدخن ابداً، ربما كانت هدية لأحد آخر |
| Federal binaya vardığımızda, içinde gerçek bir şeyler olduğundan emin olmak için bilgisayarı kontrol ettik. | Open Subtitles | عندما وصلنا للمبنى الفيدرالي قمنا بفحص الحاسوب لنتأكد من وجود شئ حقيقي |
| Hastaneleri, akıl hastanelerini, morgları kontrol ettik. | Open Subtitles | دقّقنَا المستشفيات، صعّبْ الردهاتَ، مشارح. |
| Gözlerimizi ovalayıp, filtreleri kontrol ettik. Belki birisi kamerayla oynayıp bize şaka yapıyordur dedik, ama bu yılan balığı gerçekti. | TED | فركنا أعيننا، وتفقدنا المرشحات، إعتقدنا أن أحدهم كان يمازحنا بالعبث بالكاميرا، ولكن ثعبان البحر كان حقيقياً. |
| - Hayır kontrol ettik vücudunda bir sürü sıyrık ayrıca derin kesikler var. | Open Subtitles | كلاّ، لقد تأكدنا منه جسمه ملئ بالترهلات وبعض التمزيق المنتظم |
| Hayır, kontrol ettik. Patti'nin öldüğü gün Pittsburgh'daymış. | Open Subtitles | كلاّ، فلقد تفقدنا . كان في "بيتسبرغ" يوم وفاتها |