| Hiç konuşmadığım adam seni ve arkadaşını serbest bırakmamı söyledi. | Open Subtitles | رجل لم أتحدث إليه أبداً أخبرني أن أفرج عنكِ وصديقكِ. |
| konuşmadığım ve çok az tanıdığım babam, burada. | Open Subtitles | , الذي لا أتحدث إليه و بالكاد أعرفه هو هنا |
| konuşmadığım ve az tanıdığım. | Open Subtitles | الذي لا أتحدث إليه و لا أكاد أعرفه هو هنا |
| Ellen'la konuşmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | حسناً.. أنا آسف لأنني لم أتحدث إلى إيلين. |
| 20 yıldır konuşmadığım ikiz kardeşim. | Open Subtitles | أخي التوأم، الذين لم أتحدث إلى في 20 عاما. |
| Yıllardır konuşmadığım bir erkek kardeşim var. | Open Subtitles | لدىّ أخ لم أتحدث إليه منذ سنوات |
| - Hala konuşmadığım bir ajan kaldı. | Open Subtitles | مازال هناك عميلاً لم أتحدث إليه بعد. |
| Kendimi daha önce hiç kimseyle konuşmadığım şekilde seninle konuşurken buluyorum Mitch'le bile. | Open Subtitles | إننى أجد نفسى أتحدث معك و كأننى لم أتحدث إلى أحد من قبل ولا حتى " ميتش" |