| Bunun hakkında konuşmamak, parayı harcamamak,... dikkatleri çekmemek üzere yemin ettik. | Open Subtitles | لقد أقسمنا بأن لا نتحدث عن هذا أن لا نبذّر النقود, ولا نلفت الإنتباه إلينا! |
| Hakkında konuşmamak en iyisi. | Open Subtitles | يفضل أن لا نتحدث عنها. |
| - Bu ilginç, yani konuşmamak. | Open Subtitles | - هذا غريب أن لا نتحدث |
| İnsanların içinde iş konuşmamak bir gelenekti. | TED | كان من التقاليد عدم التحدث عن العمل أمام الناس |
| Arkadaşların arkasından konuşmamak size zor geliyor demek istedin herhalde. | Open Subtitles | هل تعني أنه من الصعب عليك الرجال عدم التحدث القمامة عن أصدقائك. |
| Derken... Erken konuşmamak lazım galiba. | Open Subtitles | أمسكوا الهواتف ، و أوقفوا المطابع إنها لاتزال في اللعبة أيها القوم |
| Gizli polis işinin amacı şudur; o iş hakkında konuşmamak. | Open Subtitles | إن جزءاً من عمل الشرطة هو عدم التحدث عنه |
| konuşmamak da onu suçlu veya yetersiz gösterir. | Open Subtitles | و عدم التحدث لها سيجعل منها إما مذنبة او غير كفؤة |
| Doğrusu, seninle konuşmamak istediğim bir sürü şey var. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك الكثير من الأشياء التي أود عدم التحدث عنها |
| Bu olasılıkları konuşmamak en iyisi. | Open Subtitles | انه افضل عدم التحدث عن مثل هذه الامور. |
| Tecrübelerimden biliyorum ki zor şeyler hakkında konuşmamak bir çok zorluğu beraberinde getirir. | Open Subtitles | أعلم من خبرتي أن عدم التحدث عن الأمور المؤلمةقديُسببالكثيرمنالضرر . |
| Erken konuşmamak lazım galiba. Hala oyunda sayın seyirciler ve tamamen farklı bir oyuncu gibi hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | أمسكوا الهواتف ، و أوقفوا المطابع إنها لاتزال في اللعبة أيها القوم |