| Bunu burada konuşamam, konuşmamalıyım, ve yasa... | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتحدث فيه هنا, حقا لا يجب على ذلك |
| Seninle konuşmamalıyım, görevdeyim. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن أتحدث معك أنا أؤدي واجبي |
| Çünkü böyle şeyleri seninle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لأنه لا يجب علي أن أتحدث معك بأمور مثل هذه |
| Seninle böyle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لا يجب أن أتكلم معك بهذه الطريقة |
| İnsanların yanında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لا يجب أن أتكلم عندما أكون مع الناس |
| Avukatım olmadan kimseyle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | أنا لست من المفترض ان اتحدث إلى أي أحد بدون محامي |
| - Evli bir adamla böyle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لم يجدر بي التحدث مع رجل متزوج بهذه الطريقة. |
| Aslında annenin durumundan dolayı, seninle de konuşmamalıyım. | Open Subtitles | في الواقع، بالنظر إلى والدتك الوضع، أنا ربما لا ينبغي أن أتحدث إليكم. |
| Seninle konuşmamalıyım. Ve artık aç değilim. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا يفترض بي أن أتحدث معك، ولستُ جائعاً بعد الآن، لا أحتاج لشيء. |
| Seninle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | صه. لا تنظر في وجهي. أنا لا من المفترض أن أتحدث إليكم. |
| Seninle artık konuşmamalıyım... | Open Subtitles | لا يُفترض أن أتحدث لكَ بعد الآن. |
| Seninle konuşmamalıyım aslında. | Open Subtitles | حسنا إلا أنني لا ينبغي أن أتحدث إليكِ |
| Onun ya da gruptaki diğerlerinin hakkında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | ولا ينبغي أن أتحدث عنه لأي شخص آخر |
| Müşteriler hakkında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | ليس مِن المُفترض أن أتحدث عن النُزلاء |
| Bunun hakkında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن أتكلم عن هذا |
| Aslında bununla ilgili konuşmamalıyım. | Open Subtitles | ليس من المفروض أن أتكلم عن هذا |
| Onun hakkında konuşmamalıyım. | Open Subtitles | أنا لا يفترض بي أن أتكلم عنها |
| Sen kötü adamsın. Senle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | انت رجل سيئ ليس من المفترض ان اتحدث اليك |
| Çünkü velin olmadan seninle konuşmamalıyım. | Open Subtitles | بسبب غير مسموح لي ان اتحدث معك بدون اسرتك |
| Leo ve seninle ilgili konuşmamalıyım, biliyorum ama anladığımı söylemek istiyorum sana. | Open Subtitles | انا اعلم انه ليس من المفترض ان اتحدث عنك وعن ليو ولكنني فقط اريد القول اننها فهمت ذلك تماما |
| Yabancılarla konuşmamalıyım. | Open Subtitles | لا يفترض بي التحدث إلى الغرباء |