| Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. İlgi gösterme. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
| O kadar zor değil. Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
| Yani o doğru çizgide konuştuğu zaman, biz onun deli olduğunu düşünüyoruz, cesaretle konuşursa, sinirleniyoruz, | Open Subtitles | أعني عندما يتحدث مباشرة نشعر إنه مجنون وإذا تحدث بشجاعة نغضب |
| Bu şekilde konuştuğu zaman, gözlerini buz kıracağı ile deşmeden nasıl durabiliyorsun? | Open Subtitles | عندما تتحدث زوجتك من هذا القبيل، كيف يمكنك الحفاظ من طعن لها في العين مع اختيار الجليد؟ |
| konuştuğu zaman size bildireceğiz. | Open Subtitles | لا أحد يدخل او يخرج , و ساُعلمك عندما تتحدث |
| konuştuğu zaman duyuyorum... konuşmaya çalıştığı zaman. | Open Subtitles | أسمعها عندما تتكلم أو عندما تحاول أن تتكلم. |
| Herkesin önünde onu kasıklarından tutup böyle konuştuğu zaman. | Open Subtitles | أقصد، حينما أشار لتلك المنطقة وقال كلامه أمام الجميع؟ |
| Ona konuştuğu zaman çok üzülüyordu. | Open Subtitles | انه ينزعج بشدة عندما يتحدث اليه. |
| Biri konuştuğu zaman, kes sesini ve dinle. | Open Subtitles | عندما يتحدث أحدٌ ما إخرسي واستمعي |
| insanlar size karşı konuştuğu zaman gelişiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | ... عندما يتحدث الناس ضدك فلا بد أنك تتقدم... |
| Uykusunda konuştuğu zaman ne kadar sevimli olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | نسيت كم هي مميته عندما تتحدث وهي نائمة |
| Sizinle konuştuğu zaman nasıl baktığını gördünüz. | Open Subtitles | لقد رأيتها عندما تتحدث إليك. |
| Sizinle konuştuğu zaman nasıl baktığını gördünüz. | Open Subtitles | وتراها عندما تتحدث معك. |
| Ama tanrılar onun aracılığıyla konuştuğu zaman... | Open Subtitles | لكن عندما تتكلم الآلهة عبرها |
| Herkesin önünde onu kasıklarından tutup böyle konuştuğu zaman. | Open Subtitles | أقصد، حينما أشار لتلك المنطقة وقال كلامه أمام الجميع؟ |