| Işıkları yakar, alçak bir sesle konuşur ve gelirlerdi. | Open Subtitles | الطرق في الليل والشياطين على الابواب! اضيء الانوار واتكلم بصوت خافت وستمضي الامور بخير |
| Gidip onunla konuşur ve birileri ölmeden önce Olivia'yı zapt etmesini söylerim. | Open Subtitles | استطيع ان اذهب واتكلم معه (واخبره ان يتصرف مع (اوليفيا قبل ان يقتل شخص ما |
| Hayır, ama birlikte oturup bunu konuşur ve senin yazıp yazmadığını tespit edebiliriz. | Open Subtitles | لا، لكن يمكننا الجلوس و نتناقش فيه و نقرر إن لم تكوني كتبتيه |
| Hayır, ama birlikte oturup bunu konuşur ve senin yazıp yazmadığını tespit edebiliriz. | Open Subtitles | لا، لكن يمكننا الجلوس و نتناقش فيه و نقرر إن لم تكوني كتبتيه |
| konuşur ve gerekirse tartışırdık ama sonrasında karşılıklı saygıyı kaybetmezdik. | Open Subtitles | نتناقش ونتجادل ويستمر الاحترام المتبادل بيننا بعدئذٍ. |
| konuşur ve gerekirse tartışırdık ama sonrasında karşılıklı saygıyı kaybetmezdik. | Open Subtitles | نتناقش ونتجادل ويستمر الاحترام المتبادل بيننا بعدئذٍ. |