| Neden buraya gelmiyorsunuz, yüz yüze konuşurduk? | Open Subtitles | لمَ لا تأتين إلى هنا ويمكننا أن نتحدّث عن ذلك؟ |
| Onu almak için geldiğinde neler olacağından konuşurduk. | Open Subtitles | كنّا نتحدّث عن ما الذي سيحدث أن أتيتِ لأخذه؟ |
| Senin atlı karıncaya binişini izler, günümüzden, gelecekten konuşurduk. | Open Subtitles | كنا نشاهدك وأنت تلعبين على الحصان ونتحدث حول يومنا, المستقبل. |
| Kapıyı açıp, içeri gelsenize burada konuşurduk. | Open Subtitles | , لذا لماذا لا تفتحوا الباب وتدخلوا ونتحدث عن ذلك هنا ؟ |
| İlginçtir konuşacak ne çok şey buldum oysa eskiden birbirimizle çok az konuşurduk. | Open Subtitles | يفاجئني أن لدي الكثير لأقوله لكِ, بينما في السابق كنا نتحدث قليلًا. |
| Hatırlarsın, biz okula giderken birlikte çalışma hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | أتذكّر؟ عندما كنّا في المدرسة تحدّثنا حول إنضممنا للعمل معا |
| Bozuk paralar hakkında konuşurduk. Nikellerle ilgili genelde. | Open Subtitles | تكلمنا عن العملات خصوصاً النيكلات |
| Gülümserdi, konuşurduk. | Open Subtitles | هو يَبتسمُ، ونحن نَتكلّمُ. |
| Rick ve ben birçok şey hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا أنا وريك في أشياء متعددة |
| Eşlerimiz, hayatlarımız hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | و كنا نتحدت عن الأولاد و الحياة |
| Savaşıp shinobi tekniklerimizi karşılaştırır oturup gelecek hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | كنا نتناوش و نقارن حركات الشينوبي خاصّتنا .. أو نتحدّث بشأن المستقبل |
| Elimizde bir sosisli, havadan sudan konuşurduk. | Open Subtitles | نتناول الهوت دوغ و نتحدّث بكلّ شيء. |
| - Hayır. Genelde her gün konuşurduk. Bu hafta aramayınca, ben de kendi kendime bir davayla uğraşıyor herhâlde dedim ama belki de başka bir şeyler vardı. | Open Subtitles | عادّة نتحدّث كلّ يومٍ، وعندما لمْ تتصل، إفترضتُ أنّها مشغولة بقضيّة أو ما شابه ذلك... |
| Çöpü dışarı çıkarırken görüşürsek, biraz konuşurduk. Nasıl olduğunu bilirsiniz. | Open Subtitles | أنه جاري، يصادف أن نخرج القمامة بنفس الوقت فنرى بعضنا البعض ونتحدث قليلاً، تعرفون مجرى الأمور |
| Gün batımını izleyip oğlanlar hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | أجل, كنا نراقب غروب الشمس ونتحدث عن الفتية |
| Ucuz bira içer ileride ne yapacağımızı konuşurduk. | Open Subtitles | كنا نشرب جعة رخيصة ونتحدث عما سنفعله بحياتنا |
| Sen daha akademideyken, senin hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | لقد كنا نتحدث عنك عندما كنت فى الأكاديمية |
| Hatırlamıyor musun hep seninle minibüs sahibi olmanın ve onu kullanmanın ne kadar havalı olduğunu konuşurduk. | Open Subtitles | ألا تذكر؟ كنا نتحدث دائماً عن مدى روعة امتلاك شاحنة والانطلاق بها وحسب. |
| Evet telefonda konuşurduk ama o zaman muhtemelen benimle buluşmaya gelmezdin değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن لو تحدّثنا على الهاتف، فإنّك ما كنت لتأتي للقائي، صحيح؟ |
| Çünkü ikimiz hep onun hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | لأننا تكلمنا عنها دائماً، أنا و أنتِ. |
| - Yatmadan önce hep konuşurduk. | Open Subtitles | نَتكلّمُ دائماً قبل السريرِ. |
| Kocam Nicky'le senin hakkında konuşurduk. | Open Subtitles | زوجي نيكي، لقد تحدثنا عنك |
| Her gün telefonda konuşurduk. | Open Subtitles | نتحدت في الهاتف كل ليلة |