| Kişisel meselelerim hakkında konuşursam onlar kişisel mesele olmaktan çıkar. | Open Subtitles | لو تحدثت عن أموري الخاصة فلن تعود خاصة بعد الآن |
| Onunla yüz yüze konuşursam beni gitmemem için ikna edebilir. | Open Subtitles | إذا تحدثت معه أنا, أكيد سوف يقنعني بعدم فعل ذلك |
| Eğer buradan burnumdan konuşursam farkı duyabilirsiniz. | TED | لذا إذا تحدثت من أعلى عند الانف فيإمكانكم سماع الفرق |
| Evet biraz kızdım ama onunla konuşursam her şeyi halledebiliriz. | Open Subtitles | حسناً، قليلاً، نعم. لكن إذا تكلمت معه، بإمكاننا أن نعدل أي شيء في الخارج |
| Tanrım, konuşursam beni öldürürler. - Bir gardiyan soktu onu içeri, ben değil. | Open Subtitles | سيقتلونني إن تكلمت سمح لهم حارس بالدخول ليس أنا |
| Onunla konuşursam belki aklına girebilirim. | Open Subtitles | ربما إذا تحدثتُ معها قد أتقرب إليها على صعيدٍ شخصي |
| Ben atasözü kupasıyım eğer onunla konuşursam, ona sadece istediğini veririm. | Open Subtitles | أنا غنيمتُه. لو تحدّثتُ معه، فإنّي سأمنحه ما يُريد. |
| Belki dışarı çıkıp onlarla konuşursam bu olanları önleyebilirdim. | Open Subtitles | ربما اذا خرجت وتحدثت إليهم نتفادي هذا الموقف |
| Eğer onunla konuşursam ve gerçekten dallamanın teki olduğu ortaya çıkarsa, sil baştan, her türlü adaletsizliğe karşı, yoluna çıkmam gerekecek. | Open Subtitles | لأني إذا تحدثت معها، واتضح أنها حمقاء، ومرة أخرى، أنا لا أريد أن أكون ذلك الفتى الذي يواجهها على كل جُرمٍ صغير |
| konuşursam annemi öldüreceğini söyledi ve ben de bir gün bunun intikamını alacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | قال إنه سيقتل أمي لو أني تحدثت وقد أقسمت في ذاك اليوم أني سأقتص لذلك |
| Buraya gelen adamlar eğer herhangi biriyle konuşursam, işimi kaybedeceğimi söylediler. | Open Subtitles | الرجال الذين أتوا لهنا.. قالوا بأنه إذا تحدثت لأي شخص, فسأفقد عملي. |
| Carol ve Susan'la konuşursam onları Ben'le Londra'ya taşınmaya ikna edebilirim. | Open Subtitles | اراهن اني لو تحدثت لكارول وسوزان يمكنني اقناعهما ان ينتقلا للندن مع بين |
| Eğer bir kızla çok fazla konuşursam ya güler ve kaçar ya da gülerek kaçar. | Open Subtitles | لو أنا تحدثت مع أي فتاة اما انها ستضحك وتهرب مني أو ستهرب بعيدا وهي تضحك |
| Avukatlarıyla konuşursam beni koruyacaklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | انهم يريدون تقدم الحماية لي، إذا جئت تحدثت مع محاميهم. |
| ...çünkü bana, bir daha seninle konuşursam diz kapaklarımı kıracağını söylemiştin. | Open Subtitles | لأنك قلتى لى اذا تحدثت معكى ثانية, ستكسرين ركبتى. |
| Koç bunu nasıl yaptı bilmiyorum, ama konuşursam beni kızartacak. | Open Subtitles | لا أعرف كيف فعلها المدرب، لكن إذا تكلمت سيحرقني |
| Beni öldürecekler. Daha fazla dayanamayacağım. Ama konuşursam ölürüz. | Open Subtitles | سيقتلوني، لاأستطيع التحمل أكثر إذا تكلمت نموت |
| Eğer konuşursam, acil dokunulmazlık alacağım. | Open Subtitles | سأحصل على حصانة فورية لو تكلمت تعرف هذا، كما أعرفه أنا |
| Ben konuşursam ve sen de dinlersen? | Open Subtitles | ماذا ان تحدثتُ طوال الوقت وانت استعمت فحسب؟ |
| Patronun olarak konuşursam kovulmana neden olacak bir suç. | Open Subtitles | لو تحدّثتُ معكِ بصفتي رئيستُكِ فتلك مخالفة تستحق الطرد |
| Belki dışarı çıkıp onlarla konuşursam bu olanları önleyebilirdim. | Open Subtitles | ربما إذا خَرجتُ وتحدثت معهم كان يُمكنُ أنْ لا يحدث هذا |
| Peki ya yüksek sesle konuşursam ya da yanlış bir şey söylersem? | Open Subtitles | وإن تكلمتُ بصوتٌ عالٍ وقلتُ الشيء الخاطئ؟ |
| Eğer sizinle konuşursam beni öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | قال إذا تكلّمت معك، هو يقتلني. |