| Eğer doğru şekilde konuşursanız, konuşmanın anlaşmak olmadığını çok açıkça belirtmiş olursunuz. | TED | اذا تحدثت بالطريقة الصحيحة سوف توضح الامور ان الحديث لا يعني الموافقة |
| Ve belli yöneticilerle konuşursanız, çalışanlarının evden çalışmasını istemezler bu şeyler yüzünden. | TED | إذا تحدثت إلي بعض المدراء سوف يقولون لكم انهم لا يريدون من موظفيهم العمل في المنزل بسبب هذه الإضطرابات. |
| onlarla konuşursanız, yaptıklarının önemli olduğunun farkında olduklarını; ama tam olarak ne olacağını bilmediklerini söylerler. | TED | و لو تحدثتم إليهم, هم علموا بأن ما يفعلونه هو شيء مهم, لكنهم لا يعرفون ماذا سيحدث بالتحديد. |
| Ancak, dilencilerle konuşursanız, birçoğu, verdiğiniz o birkaç doların illa karınlarını doyurmaya değil de bağımlılıklarını doyurmaya gittiğini söylerler. | TED | لكن إن تحدثتم مع المتسولين، فسيخبركم معظمهم بأن نقودكم لن تُنفق فقط في الطعام، ولكنها ستُنفق على إشباع إدمانٍ ما. |
| Mahkemede izinsiz konuşursanız, ...mahkeme salonundan çıkarılırsınız. | Open Subtitles | إن تحدثتِ بدون إذن مرة آخرى، فسأطردكِ خارج القاعة |
| Benimle konuşursanız işitme engelli müşterime işaret diliyle aktaracağım. | Open Subtitles | اذا تحدثتِ معي .ساكون حلقة الوصل للمتحدث الاصم |
| Birincisi vücut kanalı. Üzgün birisiyle konuşursanız, üzgün bir ifade ve duruş edineceksiniz ve ne olduğunu anlamadan kendinizi üzgün hissedeceksiniz. | TED | واحدة هي قناة الجسد. إن تحدثت إلى شخص حزين، ستتقمص تعبيرا حزينا وحالة حزينة، وقبل أن تدرك ذلك، تشعر بالحزن. |
| Calais'ye gidip mültecilerle konuşursanız; avukatlar, siyasetçiler, mühendisler, grafik tasarımcıları, çiftçiler ve askerlerle karşılaşırsınız. | TED | إذا تحدثت مع اللاجئين في كاليه فستلتقي بمحامين وسياسيين، ومهندسين ومصممي طباعة ومزارعين وجنود. |
| Ve eğer ne inandığınız hakkında konuşursanız, Sizin inandığınıza inananların ilgisini çekeceksiniz. | TED | وإذا تحدثت عما تؤمن به، فسوف تجذب أشخاصا يؤمنون أيضا به. |
| Eğer İngilizce konuşursanız, daha az rahatsızlık verirsiniz. | Open Subtitles | ستوفر عليّ الكثير من العناء إذا تحدثت بالإنجليزية |
| Eminim, Diler Singh'le konuşursanız hayır demez. | Open Subtitles | انا واثق انك لو تحدثت مع ديلر ينج فهو لن يمانع |
| Bi daha o kızlarla konuşursanız ölürsünüz Bi daha onlara bakarsanız ölürsünüz | Open Subtitles | إسمعونى يا نجوم الروك إن تحدثتم معهم مجدداً, ستموتوا |
| Siz o zamanların nasıI olduğunu bilmiyorsunuz ama onunla konuşursanız anlarsınız, öğrenirsiniz. | Open Subtitles | و بإمكانكم التعلم إذا تحدثتم إليها و تعلمتم منها |
| Yani onunla konuşursanız, cevap verebilir. | TED | فإذا تحدثتم إليه، قد يرد عليكم. |
| Hepiniz aynı anda konuşursanız sizi anlayamam. | Open Subtitles | حسناً , إن تحدثتم جميعاً لن أفهمكم |
| Onunla ne kadar çok konuşursanız, o kadar şansı artar. | Open Subtitles | وكلما تحدثتِ معه اكثر كلما زادت فرص استفاقته |
| Daha ana hatlarıyla konuşursanız çok iyi olur Leydim. | Open Subtitles | أعتقد أن من الأفضل أن تحدثتِ بعمومية، سيدتيِ. |