| Dallas, Teksas'ta şehir merkezinde Başkan Kennedy'nin konvoyuna üç el ateş edildi. | Open Subtitles | في دالس، ولاية تكساس ثلاث رصاصات أطلقت على موكب الرئيس كينيدي في مركز مدينة دالس |
| Dom, Rus konvoyuna saldırdığına göre Rusya'da olduklarını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | وبالنظر إلى حقيقة أن دوم اصاب موكب روسي, فمن المؤكد أنها روسيا هيا احضر الخريطة |
| C konvoyuna hanımefendi. | Open Subtitles | الى موكب السيارات سى، سيدتى |
| Anlaşılan o ki, Lord Surrey büyük bir Fransız konvoyuna karşı verdiği savaştan yenilgiyle çıkmış. | Open Subtitles | يبدو أن اللورد ساري قام بمعركة على قافلة فرنسية كبيرة ومنيت بهزيمة ساحقة |
| İngiliz yolcu konvoyuna saldırı gerçekleştirilecek. | Open Subtitles | سيكون هناك هجوم على قافلة الركاب البريطانية |
| Emin ol ki, bir pusu hakkında şimdi bilgilendirildim, büyük olasılıkla valinin konvoyuna. | Open Subtitles | [يرجى الحذر تم الابلاغ عن كمين محتمل من قافلة الحكومة |
| Niçin ufak konvoyuna geri dönmüyorsun ve insanların gerçekte sattığın yalanları alabileceği bir yerlere gitmiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تعود الى سياراتك وتذهب حيث تجد أناساً يصدقون أكاذيبك؟ |
| Affedersiniz, Bay McGill, Başkan Suvarov'un konvoyuna bir saldırı olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | معذرة سيد (ماكجيل) نعتقد أن هناك هجوماً -على موكب الرئيس (سوفاروف) -ماذا؟ |
| Suvarov'un konvoyuna bir saldırı olacağına dair Gizli Servis'i uyarmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نحاول تنبيه جهاز الحراسة الخاصة بشأن الهجوم على موكب الرئيس (سوفاروف) |
| Chloe ve Edgar, Başkan Suvarov'un konvoyuna, havaalanı güzergâhında muhtemel bir saldırı olacağını gösteren bilgi akışı belirlediler. | Open Subtitles | -لقد تعقب (كلوي)، و(إدجار) أحاديث عن احتمال وقوع هجوم على موكب الرئيس الروسي -وهو في طريقه للمطار |
| Bay McGill, Başkan Suvarov'un konvoyuna bir saldırı olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | سيد (ماكجيل) نعتقد أنه سيكون هناك هجوم (على موكب الرئيس (سوفاروف |
| - Tamam. Jake Carter, bu sabah Adalet Bakanlığı'nın konvoyuna saldırdı. | Open Subtitles | لقد شارك (جيك كارتر) في هجوم على موكب سيارات لوزارة العدل هذا الصباح |
| Ma'an'da First Lady'nin konvoyuna saldırı olmuş. | Open Subtitles | حدث هجوم على موكب (السيدة الأولى في (معان |
| Ma'an'da First Lady'nin konvoyuna saldırı olmuş. Çıkın! | Open Subtitles | -حدث هجوم على موكب السيدة الأولى في (معان). |
| VİP konvoyuna pusu kurulduğuna işaret ediyor. Pusuya düşen arabanın içindeydi. | Open Subtitles | وهو يشير الى قافلة شخيات مُهمة نُصب لها كمين. السيارة التي تعرضت لكمين لقد كان فيها . |
| Keşif konvoyuna taş atmanı? | Open Subtitles | تلقى حجارة على قافلة إستكشاف ؟ |
| Amanda'ya Başkan Yardımcısı'nın konvoyuna saldırı olduğunu bildirmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج لتحذير أماندا تلك V. C. قافلة ضربت. |
| Valinin konvoyuna yapılan saldırıdaki rolünden. | Open Subtitles | دورها بالهجوم على قافلة الحاكم |
| Sana bir araba konvoyuna rehberlik ettiğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك أنا اقود قافلة عربات |
| Niçin ufak konvoyuna geri dönmüyorsun ve insanların gerçekte sattığın yalanları alabileceği bir yerlere gitmiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تعود الى سياراتك وتذهب حيث تجد أناساً يصدقون أكاذيبك؟ |