| Yetişkinlerin bu konuyu yanlış anlamasına sebep olan tüm korkular hepsi, tümüyle bir anlam ifade etmekte. | TED | هذه المخاوف لأن الكبار لديهم مشكلة للفهم كل هذه المخاوف منطقية |
| Ve teknolojiye dair bu korkular gerçekten mantıklı çünkü teknoloji en kötü durum ve davranışlarımızı abartarak ortaya çıkarıyor. | TED | وهذه المخاوف بسبب التكنولوجيا، يبدو الأمر منطقيا لأن التكنولوجيا يمكنها أن تُضخم وتُبرز أسوأ صفاتنا وسلوكياتنا. |
| Var olan analitik düşünme sisteminizi ve kabiliyetlerinizi alın ve eski korkular üzerine uygulayın. | TED | خذ الأطر التحليلية ، القدرات لديك ، وطبقها على المخاوف القديمة. |
| Biz onlara korkular yerine hikayeler diyelim. | TED | ولكن ماذا لو بدلاً من نسميها مخاوف نسميها قصص؟ |
| Bilinçaltım mantıksız korkular dışa vuruyor ve buna da aldırış etmeyeceğim. | Open Subtitles | ..ألاوعي النفسي يظهر بعض المخاوف لاعقلانيةَ الذي ايضا يعني ان اختار احتمال تجاهل |
| Bir de çoğu bizimle bağlantısız, ...korkular, fobiler var her yerde, o zaman neden hala buradalar? | Open Subtitles | كل هاته المخاوف التي تحوم حولنا أغلبها غير متصلة بنا لماذا ما زالت موجودة هنا إذا ؟ |
| Bütün korkular ve nevrozlar çocukluktan gelir. | Open Subtitles | تُعزى كل المخاوف والإضطرابات العصبية إلى طفولتنا المبكرة |
| Bir korkular ve sorular listesi mi yoksa gerçek deneyimlerden oluşan bir derleme mi? Vay canına. | Open Subtitles | قائمة من المخاوف والأسئلة أو قائمة من التجارب الحقيقية ؟ |
| Tüm korkular ve sırlar, özgürlük, neşe ve huzurun önündeki engeller. | Open Subtitles | المخاوف والاسرار حواجز للحريه,البهجه,والسلام الداخلي |
| Tüm korkular ve sırlar, özgürlük, neşe ve huzurun önündeki engeller. | Open Subtitles | جميع المخاوف والاسرار هي حواجز للحريه,البهجه,والسلام الداخلي |
| Bölgeye yardım sözü verdi, ancak para kapandı bunun basitçe olmayacağına dair korkular üzerine ihtiyaç sahibi kişilere ulaşın. | Open Subtitles | تعهدت بتقديم مساعدات للمنطقة، ولكن المال قد احتجز فوق المخاوف من أنه ببساطة لن يصل إلى المحتاجين. |
| anlatabilmek için baya zaman harcadım: anksiyete, düşük özsaygı, gelecekle ilgili korkular... ve karşılaştığım şey bıkkın bir kayıtsızlıktı ta ki sesten bahsedene kadar. Bunun üzerine, elinde salladığı kalemini düşürdü ve bana gerçekten ilgi göstererek sorular sormaya başladı. | TED | عن ما اعتقدت أنها المشكلة الحقيقية: القلق، عدم تقدير الذات، المخاوف بشأن المستقبل، بالإضافة إلى اللامبالاة والملل حتى ذكرتُ الصوت. في تلك الحظة أوقع قلمه، عدّل جلسته وبدأ يسألني باهتمام واضح. |
| Ve bu kasvetli korkular vicdanımı sarıyor. | Open Subtitles | وهذه المخاوف الخطيرة تأنب ضميري |
| Hayalimizdeki korkular gerçek korkulardan daha kötü. | Open Subtitles | المخاوف الحالية أقل من التصورات المرعبة |
| O korkular bana gayet gerçekçi geldi. | Open Subtitles | تلك المخاوف بدت لي حقيقية للغاية |
| Hayaller, düşünceler, korkular, duygular. | Open Subtitles | الاحلام ، الافكار ، المخاوف المشاعر |
| Normal korkular değil. | Open Subtitles | إنها ليست المخاوف الإعتيادية وحسب |
| Hepsi de geçerli korkular, beyler. Bir tanesi haricinde tabii. Tüm yetki, onun değil. | Open Subtitles | كل هذه مخاوف طبيعية عدا أمر واحد ليست هي من يقود العملية بل أنا |
| Fakat İran'ın İsrail veya Amerika'yı sorumlu tutacağı ve missilleme seçeneklerini araştıracağına yönelik korkular var. | Open Subtitles | "ولكن هناك مخاوف أن "إيران "قد تُحمِّل "إسرائيل أو "الولايات المتحدة" المسئولية وتسعي للإنتقام |
| Ayrıca seni temin ederim adı konulmamış korkular karıştırabilirim. | Open Subtitles | وأود أن أؤكد لكم ... أنا يمكن أن تنزلق في أهوال لا توصف. |
| Saçma korkular, insana garip şeyler yaptırabilir. | Open Subtitles | فقط .. خوف لا عقلاني ، اشياء غريبه في الأشخاص ، تعلم ذلك؟ |