| Kampüsteki banka, kendine Korkuluk diyen birinin soygun ve haince kundaklama teşebbüsünün hedefiydi. | Open Subtitles | خزنة الجامعة كانت هدفا للسرقة ومحاولة إشعال حريق من قبل شخص يدعى الفزاعة |
| Ve Korkuluk olmaksızın geri gelme, aslanla ve tenekeyide getir! | Open Subtitles | ولا تعد إلى هنا بدون الفزاعة والأسد و علبة الصفيح |
| Kovdum gitmediler. Bağırdım gitmediler. Korkuluk yapmanın vakti geldi. | Open Subtitles | حاولت مقاطعتهم، حاولت إبعادهم، وآن الأوان لصنع فزاعة |
| Eksik olan tek şey bir Korkuluk. | Open Subtitles | إن الشيء الوحيد الذي ينقص المكان هو فزاعة للغربان. |
| Oyununuzdaki Korkuluk bir insan mı yoksa maket mi? | Open Subtitles | إذًا, الفزّاعة في المسرحية هي شخصية أم ديكور؟ |
| Korkuluk gibi zararsız, kendine ve etrafına. | Open Subtitles | وعلى عكس الفزاعه إنه غير ضار لا للآخرين ولا لنفسه |
| Devam ettim. İkinci fikrim bir Korkuluk kullanmaktı. | TED | والفكرة الثانية التي خطرت لي لاستخدام الفزاعة. |
| Kendine Korkuluk diyen bir adamın kundaklama girişimi Batman tarafından önlendi. | Open Subtitles | الليلة كان هنالك محاولة اشعال حريق من قبل شخص يدعو نفسه الفزاعة وقد تم التصدي له من قبل باتمان |
| Asıl soru, Korkuluk neden üniversiteyi yok etmek istiyor? | Open Subtitles | والسؤال هو , لماذا يريد الفزاعة القيام بتدمير الجامعة |
| Korkuluk, senin aklın hep vardı. | Open Subtitles | ايها الفزاعة ، لقد كان لديك مخ طوال الوقت |
| Çünkü 12 yıl önce bugün, Jeremy Creek' i Korkuluk seçtiler. | Open Subtitles | لأنه من 12 عاماً مضت اختاروه ليكون الفزاعة |
| Bu teşhisin, saman kaplı, Korkuluk kafanın içinden çıkmış olmasına imkân yok. | Open Subtitles | محال أن تكوني قد عرفت هذا برأسك المغطى بشعر أصفر كرأس الفزاعة القشية |
| Ama senin yerini doldurması için, senin kocaman bir Korkuluk kopyanı yapıp sinemaya götürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ولكن لاستبدلك سأقوم ببناء فزاعة مشابهة لك واقوم بأخذها الى السينما معي |
| Şehrin dışındaki terkedilmiş bir çiftlikte eski bir Korkuluk vardı. | Open Subtitles | كانت هناك فزاعة قديمة و مهترئة في مزرعة مهجورة خارج البلدة |
| Şuradaki duruşuna baksana tam bir Korkuluk gibi. | Open Subtitles | ها هو ذا، واقف هناك متصلب كما لو أنه فزاعة |
| Yani Korkuluk hala hayatta ve biz benim maketi boşuna yaktık. | Open Subtitles | إذَا, الفزّاعة ما زالت على قيد الحياة؟ و لقد أحرقنا الديكور من أجل لا شيئ؟ |
| Kapatmaya çalıştıkları ve Korkuluk onları götürdü. | Open Subtitles | لقد حاولتا إحباطك بعدها اخذتهما الفزّاعة |
| Okulun bodrumu. Bizi buraya Korkuluk getirdi. | Open Subtitles | في قبو المدرسة, لقد أحضرتنا الفزّاعة إلى هنا |
| Korkuluk gibi giyinmiş bir adamdı. | Open Subtitles | إنه رجل يرتدي لباس يشبه الفزاعه |
| Korkuluk, sende bu arkadaştan daha fazla insanlık var. | Open Subtitles | خيال المآتة . أنت تشبه الرجل أكثر من رفيقى هذا |
| Çok tuhaf. Bunların üzerinde Korkuluk yok. | Open Subtitles | هذا غريب . ليس هُناك أية فزاعات عند المنطقة |
| Korkuluk ateş edemez. O burada. | Open Subtitles | الذى أطلق النيران على أورفال ليس فزّاعة إنه قريب |
| Fırtınadan çıkmış Korkuluk gibisiniz. | Open Subtitles | مثل زوج من الفزاعات بعد عاصفة رعدية |
| Korkuluk gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو كفزاعة |
| Orada alçak bir Korkuluk var. İntihar gibi görünecek. | Open Subtitles | ثمّة سكةٌ حديديةٌ مُنخفضه سيبدوا الأمرَ وكأنهُ إنتحاراً. |
| Bunu Korkuluk sınıfında yaparsam alay konusu olurum. | Open Subtitles | -آسف لو فعلت هذا في حصة التخويف سأصبح نكتة |
| Bir kaç tane Korkuluk dik. Bu kargaları uzaklaştır. | Open Subtitles | ضعي بعضاً من القرع هنا لإنشاء مستعمرة من طيور السنونو، حتى تطرد هذه الغربان |