| Şeytanın korkusundan dolayı artık tapınak da yaşayamazsın. | Open Subtitles | ربما هو لا يقترب من الدير خوفاً من الشرير |
| Onun korkusundan sandalyemin altına saklanıyorum ve o da bana eliyle işaret edip dişlerini gösteriyor! | Open Subtitles | أنا مختبئ تحت سريري خوفاً أن يظهر أسنانه |
| Bu Tarikat'ın, insanların ölüm korkusundan kurtulmalarına yardım ettiğini ve çok ilginç bir biçimde Hıristiyanlığa zemin hazırladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأن النظام الديني ساعد على تحرر الناس من الخوف من الموت والأكثر اهمية, تجهيز العالم إلى المسيحية |
| Bunun aptalca olduğunu söylüyorsun, ancak Bayan Ratna'nın korkusundan yaptım. | Open Subtitles | تقول إنها حماقة ولكنني فعلتها بدافع الخوف من الأنسة راتنا |
| Seni çöpe atan çocukların çoğu misilleme korkusundan başka okullara transfer oldu bugün. | Open Subtitles | بعض من الرفاق الذين قاموا برميك في سلة المهملات , قد حولوا اليوم خوفا من الإنتقام |
| Genç Kepler'in Tanrı hakkındaki merakı korkusundan büyüktü. | Open Subtitles | ولكن شغف كيــبلر ناحية الله كان أكبر بكثير من خوفه منه |
| Onun korkusundan sandalyemin altına saklanıyorum ve o da bana eliyle işaret edip dişlerini gösteriyor! | Open Subtitles | أنا مختبئ تحت سريري خوفاً أن يظهر أسنانه |
| Hastalarını; onlarla beraber evlerine kilitlenme korkusundan dolayı saklıyorlar. | Open Subtitles | أخفاء مرضهم خوفاً من حبسهم فى منازلهم معاً. |
| Fırtınanın korkusundan bu canavarın paltosunun altına saklanmıştım. Yaşıyorsun değil mi Stephano? | Open Subtitles | خوفاً من العاصفة و ها أنت حي يا "ستيفانو"! |
| İçinde saklanan büyülü yaratıkların korkusundan kimsenin girmeye cesaret edemediği gizemli Moors! | Open Subtitles | مملكة "ذا مورس" الغامضة التي لا يجرؤ أحد على أن يغامر ويدخلها خوفاً من مخلوقات الظلام التي تكمن بها |
| Üç nakliye gemisi, Emden korkusundan Kalküta'da kaldı. | Open Subtitles | -تأخرت ثلاث شحنات في (كالكوتا) خوفاً من السفينة (ايمدن) #وينستون تشرشل# |
| Ama Hitler babasının korkusundan mektubu yollamadı bile. | Open Subtitles | و لكنه لم يرسلها خوفاً من أبيه (هتلر قريشي) |
| Şimdi net olmalıyım, hataya teşvik etmiyorum, hata yapma korkusundan vazgeçirmeye çalışıyorum. | TED | عليّ أن أكون واضحة الآن، أنا لا اشجع الفشل، أنا في الواقع أحاول أن أحبط الخوف من الفشل. |
| Kızılderililerin ve kölelerin korkusundan... kahrolası Birliğin korkusundan. | Open Subtitles | الخوف من الهنود ، الخوف من العبيد الخوف من الإتحاد |
| "Aski tanimadan ölmenin korkusu, ölüm korkusundan çok daha büyüktü". | Open Subtitles | الخوف من الموت دون معرفة أن الحب كان أعظم من الخوف من الموت نفسه |
| Bu su parkının diğer tüm su parkalarının işini bitireceği korkusundan dolayı. | Open Subtitles | خوفا من أن , هم ال ــ الحديقة الجديدة من شأنها أن تضع كل الحدائق المائية الأخرى خارج الخدمة. |
| Eski utangaçlık reddedilme korkusundan geliyordu. | TED | الخجل السابق كان خوفا من الرفض. |
| Ötekiler için yaşam yalnızca sonsuz bir ölüm korkusundan ibaret. | Open Subtitles | -ان الاخرين يريدون الحياة و يخافون خوفا لا نهائيا من الموت |
| Bu çok ideal bir durum değil, katılıyorum ama çocuğun soy ismini vermekten çekinmesinin nedeni belli ki okuldan kaytardığının anlaşılması korkusundan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | ليس موقفا مثاليا ، لا لكن تحفّظ الطفل عن ذكر إسمه يعبّر بوضوح عن خوفه من كشفه كغائب عن المدرسة |
| Siz peygamberler ve rahipler, insanların korkusundan yararlanmak için bu tanrıları yaptınız. | Open Subtitles | الأنبياء و الكهنه هم الذين يصنعون الآلهه التى ربما تقع فريسه لمخاوف البشر |