"korurken" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحمي
        
    • يحمي
        
    • دفاعاً
        
    • لحمايتي
        
    • لتحمي
        
    • حاميًا
        
    • مدافعاً
        
    • كان ينقذ
        
    Maggie bizim böIgemizi korurken, babam da kendi böIgesini koruyordu. Open Subtitles في حين كانت ماق تحمي منطقتنا وادي كان يحمي اصته
    Medeni Haklar bazı mağdurları korurken biz, tüm mağdurları korumayı istemeliyiz. TED في حين أن الحقوق المدنية تحمي بعض الضحايا، يجب علينا أن نطمح لحماية جميع الضحايا.
    Terry ya Başbakanı korurken ölecek ya da Terry ilelebet yaşayacak! Open Subtitles تيري سيموت وهو يحمي الرئيس الامريكي او تيري لن يموت ابدا
    Ülkeme ve onu korurken ölen arkadaşlarıma ihanet etmeyeceğim. Open Subtitles لن أخون وطني. لن أخون أصدقائي الذين ماتوا دفاعاً عنه.
    Beni korurken ölmene izin veremezdim, ve başkalarını da öldüremem. Open Subtitles لم أكن لأتركك تموت لحمايتي أو أترك أي شخص يموت
    Rebecca, Alistair'ı korurken ne yaptıysa onu yapmak istedim. Open Subtitles أردت أن أفعل بالضبط ما فعلته (ريبيكا) لتحمي (أليستر)
    Bu ses sen bu aptalı korurken yanına bile yaklaşamadığımız yemekten geliyor. Open Subtitles إنّه صوت الطعام الذي لا يمكننا حتّى أن نقربه بينما تجلس هنا حاميًا هذا المعتوه.
    Kalplerimiz göçüp giden gencin ailesiyle birlikte, ve benim dualarım çünkü inanıyorum ki o benim kızımı korurken öldü. Open Subtitles قلوبنا مع عائلة هذا الشاب الصغير المتوفي و صلاواتي الشخصية له كشكر لأني أعلم أنه مات مدافعاً عن إبنتي
    O, bu dünyaya birlikte... getirdiğimiz çocuğu korurken ölen bir kadındı. Open Subtitles كانت إمرأة ماتت وهي تحمي الطفل الذي أحضرناه معاً إلى هذا العالم
    güneşin parlaklığından korurken antilobun saf beyaz yünü ısıyı yansıtıyor. Open Subtitles بينما تحمي أجزاء سوداء عيونهم من وهج أشعة الشمس
    Geçen sene başkanın çocuklarını korurken tuvalette saldırıya uğradı. Open Subtitles لقد تعرضت لهجوم في مرحاض السنة الماضية بينما تحمي أبناء الرئيس
    Geçmişi korurken geleceğini kaybedersin. Open Subtitles أنا بحاجة لك عندما تحمي الماضي إنك تخسر المستقبل
    Çok çalışan, çok dua eden, ancak bir şey elde edemeyenler yerine, bir yandan iğrenç hırsızları ve pislikleri korurken, öte yandan malikanenin bir dediğini iki etmiyorsun. Open Subtitles .. أنت تحمي سلطتكَ بينما تحمي حفنة مِن اللصوص .. والشحّاذين القذرين ،بدلاً من هؤلاء الذين يعملون بكُل جهد ويصلّون بكُل إخلاص ولا يحصلوا على أي شيء
    O ülkesini korurken, seni korurken eşi korumasızdı ve sen de sokağın hemen karşısındaydın. Open Subtitles لقد كنت فقط تسكن في الشارع المقابل في حين كان زوجها يحمي بلده يحميك أنت
    Eşin ve kızını korurken ölen NIS ajanı Kurt Mitchell'ın oğlu. Open Subtitles هو ابن كورت ميتشل, عميل إن.آي.إس الذي مات وهو يحمي زوجتك وابنتك.
    Yani, anlayacağınız, Mitch'in babası Gibbs'in ailesini korurken öldürüldüğünden, Gibbs Mitch'i korumak için her türlü çılgınlığa başvurabilir. Open Subtitles إذا كان والد ميتش مقتولا وهو يحمي أسرة غيبس.. إذن غيبس سيفعل كل أشياء رعاة البقر المجنونة لكي يحمي ميتش.
    Küçük kızı korurken öldü. Open Subtitles لقد مات وهو يحمي الطفلة الصغيرة
    - Ne? - Kendimi korurken öldürdüm. Open Subtitles ـ لقد قتلت حسان دفاعاً عن النفس.
    Görev sırasında, bir diğer polis memurunu korurken vuruldun. Open Subtitles اصابتك في العمل دفاعاً عن ضابط آخر
    Hele bir avcı beni korurken hiç değil. Open Subtitles بالطبع لا ليس و عندي صياد لحمايتي
    Seline çocuklarımızı korurken az daha ölüyordu bu yüzden onun mısır gevreği seçimlerine bir şey demiyorum. Open Subtitles ({\pos(190,230)}،سيلين) كادت تموت لتحمي ابنتينا لذا لا أمانع اختيارها رقائق الذرة.
    Başkan'ı korurken hayatını kaybeden Gizli Servis ajanının ismi Edward Meechum. Open Subtitles عميل جهاز الأمن الذي قتل حاميًا للرئيس كان (إدوارد ميتشم)
    Çocuğumu ve yuvamı korurken ölmüş olacaktım. Şu an Christie'yle birlikte olabilirdim. Open Subtitles سأكون قد مت مدافعاً عن ولدي وبيتي, كنت سأكون مع كريستي الآن.
    Masum köy halkını korurken, yaralandı. Open Subtitles عندما كان ينقذ سكان المدينه الابرياء, قد اصيب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more