| Ama ne olursa olsun seni vahşi hayatta koruyabilecek kişinin cazibesi başkadır. | Open Subtitles | لكن ما زال هناك هذا الجذب البدائية لشخص يمكن حمايتك في البرية. |
| Doğru, çünkü seni ak meşeden koruyabilecek tek insanlar onlar. | Open Subtitles | صحيح، لكونهم القوم الوحيدين القادرين على حمايتك من السنديان الأبيض. |
| Seni koruyabilecek tek kişi benim. Bunu mutlulukla yaparım. Tabii benimle işbirliği yaptığını farz edersek. | Open Subtitles | أنا الوحيد القادر على حمايتك يسعدني ذلك حال تعاونك |
| Onu koruyabilecek birisini tanıyabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وأعتقد أنك قد تكون تعرف من يستطيع حمايتها |
| Çok şey istediğimi biliyorum ama bu akşam kötü bir şey olacağına dair içimde bir his var ve onu benim gibi koruyabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب منك الكثير لكن لدي احساس بأن شيئا رهيبا سيحدث لها الليلة و أنت الشخص الوحيد الذي يستطيع حمايتها مثلي |
| Onlardan beni koruyabilecek tek kişi de sensin. | Open Subtitles | وأنت هو الشخص الوحيد الذي يمكنه حمايتي منهم. |
| Beni koruyabilecek arkadaşlarım var. -Sen gidebilirsin. | Open Subtitles | لديّ أصدقاء يستطيعون حمايتي ويمكنك أنْ ترحل وحسب |
| Onları koruyabilecek en güçIü kişi sensin. | Open Subtitles | أنتَ الوحيد القوي بما فيه الكفاية لحمايتها |
| Seni koruyabilecek tek kişi benim. Bunu görmüyor musun? | Open Subtitles | أنا الوحيد القادر على حمايتك ألا ترين هذا؟ |
| Seni şu anda koruyabilecek tek kişi benim, anlıyor musun? | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي بإمكانه حمايتك الآن أتفهمين ؟ |
| Seni koruyabilecek ve soforlugunu yapabilecek birini... | Open Subtitles | إني مسرورة أنك أحضرت شخصاً قادراً على حمايتك -يقود لك |
| Jaime, seni koruyabilecek tek kişi biziz. | Open Subtitles | جيمي, نحن الوحيدون القادرون على حمايتك |
| - Seni koruyabilecek tek şey o zırh! | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد الذي يمكنه حمايتك |
| Rebecca, ne hissettiğin hakkında en ufak bir fikrim bile yok ama şu anda, seni koruyabilecek tek insan benim. | Open Subtitles | (ريبيكا)، لا اعلم ما هو شعورك لكني الآن الوحيد الذي يمكنه حمايتك |
| İkiniz de onu koruyabilecek kişinin kendiniz olduğunu düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | انظرا، كلّ منكما يصدق أنّه المنشود القادر على حمايتها. |
| koruyabilecek miyim bilmiyorum gerçi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى إذا كان يمكنني حمايتها |
| Artık beni koruyabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | و الان أنت الشخص الوحيد القادر على حمايتي |
| Beni koruyabilecek tek kişinin Peter olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن (بيتر) هو الشخص الوحيد القادر على حمايتي |
| Yağmalama zamanları başlamak üzereymiş ve öyle bir gemiyi koruyabilecek hiçbir güç yokmuş. | Open Subtitles | موسم العواصف كان مقبلا عليهم ولا حرس يمكنه التجمع لحمايتها |
| Onu koruyabilecek kadar güçlü olmak istiyordum. | Open Subtitles | كلّ ما بغيته هو القوة لحمايتها |
| Atanın onu üstlerinin kınamalarına karşı koruyabilecek tanınmış ve kudretli bir hamisi vardı. | Open Subtitles | سلفك كان رجلا قويا وبارزا من كان سيحميه من رؤسائه |