| İblisi kovmak için, günah işlediği yere dönmek istedi. | Open Subtitles | أراد العودة إلى مكان خطاياه لطرد الشيطان |
| Şeytani ayakkabı ruhlarını kovmak için bir ilahi okumamı ister misin? | Open Subtitles | هل أنشد لك شيء لطرد الأرواح الشريرة للأحذية ؟ |
| Ve... huzursuz ruhları kovmak için adaçayı. Vebadan sonra kalede bir sürü huzursuz ruh var. | Open Subtitles | مرامية لطرد الأرواح القلقة هناك كثيرون في القلعة من بعد الطاعون |
| Gerçekten mi? Neden seni kovmak için yemeğe çıkartsın ki? | Open Subtitles | لِمَ عساها تطلبكَ للعشاءِ كي تفصلكَ وحسب؟ |
| Eskiden kötü ruhları kovmak için kullanılırmış. | Open Subtitles | ماذا عزف الطبول قبل زمن طويل كانت تُستَخدم لإبعاد الأرواح الشريرة |
| Onlar sana, yaygara başlattığın ve seni kovmak için bahane aradıklarından kızgınlar. | Open Subtitles | أنهم غاضبين منك للتسبب في ضجة أنهم يبحثون عن ذريعة لفصلك |
| Sakın bu olayı beni kovmak için başka bir bahanen haline getirme! | Open Subtitles | مهلاً، إياك أن تفكر باستعمال هذا الحادث غير البسيط لفصلي عن عملي |
| Beni kovmak için fırsat kolluyor. Kolumdan tutup sokağa atacak beni. | Open Subtitles | تلك العجوز الشمطاء تتحرّق لأي فرصة لطردي خارجًا |
| Bir de beni kovmak için fırsat kollayan patron. | Open Subtitles | ورئيسي فقط شوهدَ للإطْلاق . |
| Kardinal Vasari ve adamlarını Fransadan kovmak için iki gününüz var. | Open Subtitles | لديك يومين لطرد الكاردينال فاساري والمحققين من فرنسا |
| Zaten insanları kovmak için bahane arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم دائماً يتطلعون إلى عذر لطرد الناس هنا |
| Çok üzgünüm. Buraya insanları kovmak için dönmedim. | Open Subtitles | إنّي في غاية الأسف، لم أعد لطرد الموظّفين. |
| - Kötü ruhları kovmak için. - Aynen. | Open Subtitles | وهي يفترض أن تستخدم لطرد الأرواح الشريرة. |
| Şeytan kovmak için ne güzel bir gün! | Open Subtitles | هاهو اليوم المناسب لطرد الشياطين |
| Neden insanları kovmak için hususi bir oda gerekiyor ki? | Open Subtitles | لم تحتاجون غرفة مخصصة لطرد الأشخاص؟ |
| Neden seni kovmak için yemeğe çıkartsın ki? | Open Subtitles | لِمَ عساها تطلبكَ للعشاءِ كي تفصلكَ وحسب؟ |
| Kapıdan kurtları kovmak için şöyle yapmam yetiyor. | Open Subtitles | أنني أفعل هذا فقط لإبعاد الكلاب من الباب |
| ve burada seni kovmak için yeterince... kanıt var. | Open Subtitles | وتوجد هنا شهادة كافية... لفصلك. |
| Beni kovmak için. Hayır. | Open Subtitles | لفصلي |
| Barragan beni suçlayıverdi, böylece beni kovmak için elinde bir sebebi olacaktı. | Open Subtitles | لقد لامني باراجن على ذلك فقط لكي يصبح لديه سبب لطردي من العمل |
| Bir de beni kovmak için fırsat kollayan patron. | Open Subtitles | ورئيسي فقط شوهدَ للإطْلاق . |
| Bir millet ayaklanıp bizleri kovmak için ihtilal yaptı. | Open Subtitles | جيل جديد نشأ وحاول عمل ثورة ليطردونا |
| Ya seni kovmak için bir neden arıyor ya da sana eziyet edip, acınası bir hale düşmeni istiyor. | Open Subtitles | إما أنها تبحث عن سبب لطردك أو أنها ستطحنك وتجعلك بائسة في محاولاتك لإسعادها |
| Ve temel olarak birini kovmak için haklı olduklarını... göstemek için aldılar, çünkü dışarı çıkıp bunu söyleyemiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | في طرد شخص ما , لأنهم لا يستطيعون الخروج فقط لفعل ذلك بأنفسهم؟ |