| Saraydan kovulmama neden olmuştu. | Open Subtitles | صله كافيه لتسبب بطردي من القصر |
| Buradan kovulmama sebep olabilir. | Open Subtitles | هذا سيتسبب بطردي من هنا. |
| Benden kovulmama neden olabilecek bir şey yapmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين مني شيئاً يمكن أن يتسبب في طردي |
| Bu kafenin kurallarına uyacağına kovulmama neden olacak bir şey yapmayacağına sert yönetimimden dolayı beni dava etmeyeceğine yemin eder misin? | Open Subtitles | هل تقسم على التقيد بقوانين المحل ولن تعمل اي شيء يتسبب في طردي أو تنتهك قانون العمل |
| Son işimden kovulmama neden oldu. | Open Subtitles | تسببت في طردي من آخر عمل |
| Buradan kovulmama mı sebep olmak istiyorsun? | Open Subtitles | إيفا! هل تحاول طردي من هنا؟ |
| Sonra belki kovulmama sebep olacak bir şeyler söylemeden önce öylen yemeği yemeye gideriz. | Open Subtitles | حينها، يمكننا أن نذهب لجلب الغذاء قبل أن تقولي شيئا آخر قد يتسبب في طردي. |
| Oscar kovulmama sebep olacaksın. Kovulmak mı? | Open Subtitles | هيا يا آنجي - أوسكار أنت ستسبب في طردي - |
| Bana ne yapmam gerektiğini söyleme hakkını kovulmama neden olan uyuşturucu testini istediğinde kaybettin. | Open Subtitles | ليس لك الحق في أخباري ماذا أفعل منذ أن شهدت علي في تحليل المخدرات و تسببت في طردي. - لَيسَ هذا ما حَدثَ، إدي. |