| Böyle kapsamlı bir çalışmadan, size etmekte olduğum niyetin içinde kristalize olmuş bir ilgi ve uzun zamandır güdülen büyük bir hedef ortaya çıktı. | TED | خارج دراستنا الواسعة تطور قلق وتخوّف، تبلور في الأمنية التي سأطلبها منكم. |
| Kenarlarda, Capybaraların içeride kalması için kristalize aslan idrarı kullanıyorlar.. | Open Subtitles | الآن، هم يستخدمون تبلور بول الأسد حول حواف هذا السياج لإبقائهم في الداخل |
| Şimdiye kadar kristalize olmuş olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تبلور حتى الآن. |
| Bu adamın etrafta kristalize bombalarla fink atmasının bir sebebi varmış. | Open Subtitles | هناك سبب لما يحمل هذا الرجل معه قنبلة بلورية. |
| Bu adamın etrafta kristalize bombalarla fink atmasının bir sebebi varmış. | Open Subtitles | هناك سبب لما يحمل هذا الرجل معه قنبلة بلورية. |
| Kurşun bazlı eşsiz kristalize bir yapı. Bu şey sadece Türkiye'de üretiliyor. | Open Subtitles | هذا أساسه الرصاص، بنية بلورية فريدة، لا تصنع هذه الأشياء سوى في (تركيا). |
| Oğlunuzun mülkünün araştırılması sırasında, büyük miktarda kristalize metamfetamin ve esrar ele geçirildi. | Open Subtitles | - ما وجد... - في بحثنا من ممتلكاته، نحن تعافى كمية كبيرة من مخدر تبلور |