| Kesinlikle kalp krizi değil ama dinlenmesi gerek. | Open Subtitles | بالتأكيد هي ليست أزمة قلبية لكنه بحاجة للراحة |
| Uzaklaşmaya çalıştım ama dönüp dolaşıp geldiğim yer yine o oldu. - Bu bir orta yaş krizi değil. | Open Subtitles | .حاولت الإبتعاد لكني لا أنفك عن الرجوع لها .هذه ليست أزمة منتصف العمر |
| İnan bana bu orta yaş krizi değil. | Open Subtitles | إنها ليست أزمة منتصف العمر, صدقني |
| Bu sinir krizi değil. Ben de kıskanç değilim. Sadece sıkıldım. | Open Subtitles | ليست نوبة غضب، ولست غيورًا لقد اكتفيت فحسب! |
| İyisin. Kalp krizi değil bu. | Open Subtitles | أنت بخير, إنها ليست نوبة قلبية |
| Panik ataktı o, kalp krizi değil. | Open Subtitles | كانت تلك سكتة هلع, وليست سكتة قلبية |
| Bildikleri kadarıyla bu bir rehine krizi değil. | Open Subtitles | كل ما يعرفونه حتّى الآن أنها ليست كارثة رهائن |
| Kalp krizi değil, komiser. | Open Subtitles | إنها ليست أزمة قلبية أيها النقيب |
| İyi haber, akut kalp krizi değil. | Open Subtitles | الخبر السار هو أنها ليست أزمة قلبية |
| - Tamam 911'i arıyorum. - Kalp krizi değil. | Open Subtitles | حسنا سأتصل بـ911 - ليست أزمة قلبية - |
| - Tamam, 911'i arıyorum. - Kalp krizi değil. | Open Subtitles | حسنا سأتصل بـ911 - ليست أزمة قلبية - |
| - Bu kalp krizi değil. | Open Subtitles | -انها ليست أزمة قلبية |
| Bu kalp krizi değil. | Open Subtitles | ليست نوبة قلبية. |
| - Kalp krizi değil. | Open Subtitles | - ليست نوبة قلبية |
| Panik ataktı o, kalp krizi değil. | Open Subtitles | كانت تلك سكتة هلع, وليست سكتة قلبية |
| Bu bir rehine krizi değil. | Open Subtitles | هذه ليست كارثة |