| Oğlumla ben. O büyük kuştan. Hani içinde pilav dolu. | Open Subtitles | يجب أن نأكل أنا وولدي الطائر الكبير المحشو بالأرز |
| Alaycı kuştan bahsetmesi gerekirken güneydeki küçük bir kızdan bahsediyor. | Open Subtitles | كان يفترض ان يكون عن الطائر المحاكي لكن حتى الان فقط عن فتاة من الجنوب |
| Ve o yuvada bir yumurta vardı. Ve o yumurtada bir kuş vardı, ve o kuştan bir tüy düştü. | Open Subtitles | وكان على هذا الغصن عش وكان في هذا العش بيضة وكان بهذه البيضة طير ومن هذا الطير جاءت ريشة |
| kuştan kurtulursan, Burns'ü avucunun içine alırsın. | Open Subtitles | إذا تخلصت من الطير بيرنز سيكون تحت رحمتك |
| Ve havadaki bir kuştan ya da okyanustaki bir balıktan çok daha özgürsündür. | Open Subtitles | وانت أكثر حرية مِنْ طير في الهواءِ أَو سمكة في المحيطِ |
| Dumpy! Sen bu sevimli kuştan bir öpücük istemez misin? | Open Subtitles | دامتي ، الا تريد قبلة من هذه العصفورة الجميلة ؟ |
| Ve ben de, eğer istiyorsan gidip o kuştan çalmak zorundasın dedim. | Open Subtitles | وبعدها قلت، إن أردته، فعليك أن تعود وتسرقه من ذلك الطائر |
| Mitolojik kuştan mı yoksa kas arabasından mı aldın adını? | Open Subtitles | أتشير إلى الطائر الأسطوريّ أم إلى طراز السيّارة الرياضيّة؟ |
| Bir yerde daha büyük bir kuştan aktarma yolcusu alabiliriz. | Open Subtitles | سوف نقوم بالأتصال مع الطائر الكبير |
| O lanet kuştan beni kurtardığın için. | Open Subtitles | لقد تخلصت من هذا الطائر اللعين |
| şimdi şu siyah kuştan bahsedelim. | Open Subtitles | دعنا نتكلم عن الطائر الأسود. |
| Birkaç günü geçti size verdikleri şu kuştan biraz yemeye çalışmalısınız. | Open Subtitles | إذا كان قد مر أكثر من يومين فعليك محاولة تناول شيء من ذلك الطير الذي أعطوه لك |
| kuştan tut da geyiğe, fareden tut da ayıya hatta böceğe kadar hiçbir fark yok. | Open Subtitles | ليست مختلفة عن الطير للغزال أو للفأر أو الدب أو الحشرة |
| Ve o yumurtada bir kuş vardı. Ve o kuştan bir tüy düştü. | Open Subtitles | "وكـان في هذه البيضة طير" "ومن هذا الطير جـاءت ريشة" |
| Lanet penceremin dışındaki kahrolası kuştan geliyor. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع الطير اللعين خارج النافذة |
| Nuh'un gemisine, her tür kuştan, her tür hayvandan, hareket eden her tür yaratıktan bir çift alması gerekiyor, ama bitiklerden bahsedilmiyor. | TED | والنبي نوح سوف بأخذ زوجين ..من كل طير وكل نوع من انواع الحيوانات وكل نوع من الكائنات التي تتحرك ولكن لم يذكر احدٌ شيئاً عن النباتات |
| # Ne yoksa kuştan korkuyor msuun # # Bir daha söyle # | Open Subtitles | ♪ قلها ، هل أنت خائف من طير ؟ ♪ |
| - İyiymiş bak bu. - Sana kuştan kalp nakli yapmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | ـ هذا جيد ـ توجب عليهم أن يعطوك قلب طير |
| Küçük bir kuştan duydum bizim için Earnshaw göl evini bir hafta sonu için kiralamışsın. | Open Subtitles | ... لقد سمعتُ ... لقد أخبرتني العصفورة أنكم قد تُعيرونّا منزل البُحيرة .. لمُدة أسبوع |