| Babamın kulübesinde Duke, Mara'nın içindeki Audrey'yi yüzeye çıkarmaya çalışırken bana zaman kazandırdı. | Open Subtitles | بالعودة الى كوخ ابي ديوك كسب لي وقتا لمحاولة سحب اودري من مارا |
| Ormanın derinliklerindeki oduncu kulübesinde iyi yürekli periler, planlarını başarıyla uyguladılar. | Open Subtitles | بينما في أعماق الغابة في كوخ من الخشب نفذت الجنيات الطيبات خطتهن |
| Çünkü, kızkardeşim haftasonunu kayak için kulübesinde geçirebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | لان أختى قالت أننا يمكن أن نقضى الاجازة فى كابينة التزحلق |
| Sen artık bir erkeksin ve bir erkek kendi kulübesinde yaşamalı. | Open Subtitles | أنت رجل الآن ، و يجب أن يكون للرجل كوخه الخاص به |
| Peki, sende Süpermen gibi üstünü telefon kulübesinde mi değiştiriyorsun? | Open Subtitles | هل تقوم بتغيير ملابسك في كشك الهاتف مثل سوبرمان؟ ؟ |
| Onlara gereken, iyi arkadaşlar ve iyi bir eğlence ve de Uyum kulübesinde biraz vakit geçirmeleri. | Open Subtitles | ، يحتاجان إلى الأصدقاء الصالحين ، والترفيه . وقضاء بعض الوقت في الكوخ للإنسجام |
| O zaman sizi çiftleşme kulübesinde ninemin kucağına yatırsam iyi olur. | Open Subtitles | يفضل أن أجعلك تجلسين مع جدتي, في سقيفة التزاوج. |
| Makineli B kulübesinde ve diğer tüfek C kulübesinde. | Open Subtitles | السلاح الأوتوماتيكي في كوخ ب و سلاح آخر في كوخ ج |
| Fakat, sanırım benim de bir gübre kulübesinde yaşamam ilginç olurdu. | Open Subtitles | قد يكون الأمر غريبا ً لأني أسكن في كوخ مبني من الروث |
| Buz kulübesinde ne gördüğüm senin için neden bu kadar önemli ki? | Open Subtitles | لماذا هو مهم جدا لك ما رأيت في كوخ الجليد؟ |
| Güne protein şurubuyla başladım şimdi ise ortaçağ kulübesinde dikilmekteyim. | Open Subtitles | بدأت يومي بتناول بروتين عضوي و الآن أقف في كوخ من العصور الوسطى |
| Fotoğraf ailesinin kulübesinde çekilmişti. | Open Subtitles | الصورة تم ألتقاطها في كوخ عائلته. كنا في رحلة صيد. |
| Telefon kulübesinde sıkışmıştım. Gücüm sadece odanın içindekileri | Open Subtitles | كنت محاصرة في كابينة الهاتف، و قدرتي لا تعمل |
| Biriyle berabersin... ve tüm hayatını onunla geçireceğini-- O kendi kulübesinde ben ise bir suitte mi kalıyorum? | Open Subtitles | و تعتقد انك ستقضي بقية حياتك مع ذلك الشخص هي تأخذ كابينة و انا اّخذ هذا الجناح الصغير اللعين |
| Dışarıda kulübesinde. Bilirsiniz mağarası gibi bir yer. | Open Subtitles | إنه بالخارج في كوخه الزراعي إنه نوعاً ما كهف الرجوله الخاص به |
| McKeane onu çölde buldu... ve o hastanedeyken, kulübesinde buldum, | Open Subtitles | ماكين وجده في الصحراء وبينما كان في المشفى وجدته في كوخه |
| Bir telefon kulübesinde veya interaktif yazı tahtalarında gördüğünüz normal dokunmatik sensörler bir anda sadece bir noktayı algılayabilir. | TED | حاليا أجهزة الاستشعار التي ترونها في كشك أو الشاشات التفاعلية ، لا يمكنها أن تسجل إلا نقطة لمس واحدة كل مرة |
| Tepeye de brokoli takarsın. Umarım dağ kulübesinde de bu şekilde davranmazsınız. | Open Subtitles | ـ اتمنى ان لا تتصرفا هكذا في الكوخ ـ لن نفعل,لاني لن اذهب للكوخ |
| Tamam, otobüs durağının yanında bir telefon kulübesinde duruyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا في هاتف عمومي بجوار موقف حافلات |
| Bir telefon kulübesinde, Spirale Bar'ın önünde. | Open Subtitles | في كابينه هاتف، أسفل المدينة، أمام حانة شبارلى. |
| Patikayı tırmandılar. Kütük Kadın kulübesinde onları geçerken duydu. | Open Subtitles | تسلّقوا الأثر، سُمعت خطاهم أثناء مرورهم بكوخ "سيدة الجذع". |
| Sahip olduğun tüm bilgi babanın bu küçük kulübesinde. | Open Subtitles | جميع المعلومات التي حصلتَ عليها هنا في مقصورة والدكَ الصغيرة بالغابة |
| Paniğe kapılmış bir gorille telefon kulübesinde sıkışıp kalmayı buna tercih ederim. | Open Subtitles | أُفضل هذا على أن أكونَ في كبينة اتصالِ مع غوريلا تُسبب الفزع |
| Sen beni öpüşme kulübesinde kurtaran kişisin. | Open Subtitles | أنت التي رايتها في مسابقة القبل في الكرنفال صحيح ؟ |
| Annem sigara içmekten, kriketten ve şeriden hoşlanır babam ise kulübesinde ölü kuşlarla oynamaktan hoşlanır. | Open Subtitles | أمي تحب التدخين والكريكيت والخمر الإسباني وأبي يحب اللعب في سقيفته بالطيور الميتة |