| O kulaklıklar el yapımı. - Onlara dikkat etmesini söyleyin. | Open Subtitles | هذه السماعات صناعة يدوية، أخبرها أن تعتني بها |
| Tanrı aşkına, kulağımda kulaklıklar salonda yatıyorum. | Open Subtitles | مستلقياً على الأريكة، وأضع السماعات بأذني. |
| kulaklıklar zanlıların sizi sesle kontrol etmelerini engelleyecek. | Open Subtitles | ستمنع السماعات المختطفين من التحكّم بكم بواسطة الصوت. |
| Biz seyircilere kulaklıklar verildi ve terminalin bir tarafına oturduk. | TED | تم توزيع سماعات رأس علينا، وجلسنا على أحد جوانب المحطة |
| Telsizli kulaklıklar takarlardı. Adına bahis oynadıkları adamla öyle konuşurlardı. | Open Subtitles | إنهم يرتدون سماعات استقبال للكلام عن بعد وهكذا يستطيعون التحدث مع الرجل الذي يعملون عنده |
| - kulaklıklar! | Open Subtitles | - سماعاتكِ - |
| Ben ders yapmak için biraz daha uyanık kaldım, ama kulaklıklar vardı kulağımda. | Open Subtitles | أنا كنت بالأعلى أعمل الواجب المنزلي لفترة، .ولكن كانت السماعات علي |
| Bu kulaklıklar için söylenebilecek cezbedici hiç bir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير بأي شئ شيق لقوله حيال السماعات |
| Tanrı aşkına, kulağımda kulaklıklar salonda yatıyorum. | Open Subtitles | مستلقياً على الأريكة، وأضع السماعات بأذني. |
| kulaklıklar ne içindi diye soracaktım. | Open Subtitles | كنتُ سأسأل لأجل ماذا السماعات. |
| Bu yeni kulaklıklar kulağımı kaşındırıyor. | Open Subtitles | هذه السماعات الجديدة تؤلم. |
| - Bu kulaklıklar nedir? | Open Subtitles | ما هذه السماعات ؟ |
| Ama kulaklıklar işe yarıyor. Oda servisi. | Open Subtitles | لكن السماعات تعمل |
| kulaklıklar, mikrofonlar falan. Kensi bugün benimle babası hakkında konuştu. | Open Subtitles | تعلمين، مع السماعات و الميكروفون تحدثت (كينزي) معي عن |
| kulaklıklar yerine oturmamış. Müzik yeterince yüksek değil. | Open Subtitles | ليس هناك سماعات ضيقة بالقدر الكافي ليس هناك موسيقى عالية بالقدر الكافي |
| kulaklıklar başarısız olursa, Siberler insanlığı zorla teslim alacak. | Open Subtitles | لو فشلت سماعات الأذن، فسيسطر رجال السايبر على البشر بالقوة |
| Dinleyiciler, kulaklıklar. Bu dünya bir başkasıyla çakışıyor. | Open Subtitles | سماعات الأذن هذا العالم سيرتطم بعالم آخر |
| Ses geçirmez cam. Dev kulaklıklar. | Open Subtitles | الزجاج العازل للصوت سماعات الأذن العملاقة |
| 1 ve 36 arası kanalları dinlemek için kulaklıklar. | Open Subtitles | هذه سماعات القنوات من 1 إلى 36 رابط مودم لألعاب الفيديو |
| Ona dış-ses kesici kulaklık aldım ama kulaklıklar Candace'ı kesmiyor işte. | Open Subtitles | اشتريت له سماعات إلغاء الضوضاء، لكنهم لا إلغاء كانديس. |
| - kulaklıklar! | Open Subtitles | - سماعاتكِ ! |