| - Kusura bakma, seni duyamadım senin yüzünden kulaklarımdan biri artık duymuyor da! | Open Subtitles | -آسفٌ، لقد أغفلتُ ذكر ذلك . -أتمانعي إعادة قولكِ على أذني التي عطبتِها؟ |
| Ölebilir ya da patatese dönüşebilirim veya kulaklarımdan tek boynuzlu at boku akmaya başlayabilir. | Open Subtitles | قد أموت أو أتحول لبطاطا أو أبدأ بإخراج فضلات وحيد القرن من أذني. |
| kulaklarımdan tutuyorum ve sana söz veriyorum artık hiç bir çocuğun yokluk yüzünden ölmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | سألمس أذناي وأعدك انني لن أدع طفلاً آخر يموت بسبب نقص المال |
| Bir avcı beni beşiğimde kulaklarımdan kan gelirken bulmuş. | Open Subtitles | عثر علي صيادٌ في سريري و أذناي تنزفان دمًا |
| Yaşlı kulaklarımdan mı, yoksa metro sesinden mi bilmiyorum. | Open Subtitles | لعل السبب في اذني المسنتين او في قطار الانفاق الذي يمر من تحت |
| Amcan, o kuşkusuz rahat saatimde, sinsi adımlarla geldi yanıma elinde bir yaman zehir şişesiyle kulaklarımdan cüzamlar akıttı içime. | Open Subtitles | وفي ساعة امني عمك تسلل بعصير ملعون في زجاجة وصب فى تجويف اذني ذلك السائل الفتاك |
| Yoksa her fırsatta kulaklarımdan çekmezdin. | Open Subtitles | وإلا ما سحبت أذنيّ كل تلك المرات |
| Yani beynim kulaklarımdan akana kadar kafamı böyle alıp lavaboya vurdu. | Open Subtitles | أعني أنها حطمت رأسي بالمرحاض هكذا حتى خرج دماغي من اذناي |
| Biraz daha sert vursaymışım beynim şişip kulaklarımdan çıkabilirmiş. | Open Subtitles | قال أنه لو كانت الضربة أقوى فدماغي قد يتضخم ويتسرب مِن خلال أذني |
| kulaklarımdan kan geliyor demenin söfçü halimi bu? | Open Subtitles | هل هذا كلام خاص براكبي الأمواج، "هناك دماء كانت تخرج من أذني" ؟ |
| - kulaklarımdan kan geldi. | Open Subtitles | كانت هناك دماءعلي أذني |
| Şu an kulaklarımdan bol miktarda kan geçiyor. | Open Subtitles | الذي يتدفق إلى أذني الأن |
| kulaklarımdan çıkıyor. | Open Subtitles | الفلفل يكاد يخرج من أذني. |
| Ama lanet olsun ki kulaklarımdan bile çıkıyor sonra. | Open Subtitles | لكن, يا للروعة إنه يخرج من أذناي. |
| Tamam, sinüslerim akıyor, kulaklarımdan iltihap akıyor ve ter bezlerim aşırı çalışıyor ama... | Open Subtitles | حسناً، جيوبي الأنفية تتسرب أذناي تترشح ...و لديّ فرط في إفراز الغدد العرقية، لكن |
| Böylece ertesi gün durumu düzeltmek için,kulaklarımdan çıkana kadar salata yiyeceğim yine de bir gün önce verdiğim zararı hiç bir şekilde düzeltemem. | Open Subtitles | إذاً في اليوم التالي سأتناول السَلَطة حتّى "تخرج من أذناي" للتعويض عن ذلك و لكنني لن أصلّح ابداً العجز الذي حصل في اليوم السابق. |
| Tanrım, çıkın kulaklarımdan! | Open Subtitles | ...يا إلهي، اخرج هذا من أذناي! ، يا للقرف |
| Büyülü bir dilim var ve kulaklarımdan nefes alabiliyorum. | Open Subtitles | لدي لسان سحري, واستطيع أن أتنفس من خلال اذني |
| - kulaklarımdan kan akıyor. | Open Subtitles | اذني تنزف |
| Beynim kulaklarımdan akmış olabilirdi. | Open Subtitles | كان ممكناً أن يسيل دماغي من أذنيّ |
| Beynim kulaklarımdan fırlayabilirdi. | Open Subtitles | كان من الممكن ان افجر دماغي من خارج اذناي |