| Onu küçük kardeşini Los Angeles dışındaki Nakatomi Kuleleri'nin 32. katından atmıştım. | Open Subtitles | لقد رميت بأخيه الصغير من الطابق 32 من ابراج ناكاتومي في لوس انجلوس |
| Yalan söylemiyorum. Arco Kuleleri'nde. Herkesi şehre gönderin. | Open Subtitles | لا اكذب ، انها في ابراج اروكو ارسل القوات الي هناك |
| Dubai'de, o muhteşem Emirates Kuleleri'nin dibinde ve çölün ortasında gelecek hakkında bir vizyon oluşturuluyor. | TED | وفي دبي، تقع أسفل أبراج الإمارات الرائعة، فكرة مستقبلية في وسط الصحراء. |
| Jeneratörü kapatabilsem bile, Kuleleri etkisiz hâle getirmek için ...Kuleleri etkisiz hâle getirmek için herkese ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | لو حطمت المولد فانت ستحتاج كل فرد هنا للسيطره على البرجين |
| Chenler Capitol Kuleleri 508. dairede yaşıyorlar. | Open Subtitles | آل شين يعيشون في كابتيل تاورز جناح رقم 508 |
| Akıncılar görüldüğünde destek birlikleri gelene kadar, ateş ve duman sinyalleri Kuleleri arasında gidip gelirdi. | TED | عند رؤية الغزاة، إشارات النار و الدخان تنقلت بين الأبراج حتى تصل التعزيزات العسكرية. |
| İndirin Kuleleri. Yaklaştırmayın. | Open Subtitles | أحرقوهم,لا تدعوهم يقتربوا أكثر |
| Dünya Ticaret Merkezi Kuleleri yıkıldığında arkadaşlarını veya aileden birilerini kaybettikleri için askere yazıldılar. Orada, hızlı büyümek zorundasın. | Open Subtitles | انظموا لأنّهم، فقدوا قريب أو صديق عندما ضُرب البرجان |
| Kuleleri yıkmakla değil, gerçeği anlatmakla uğraşmalıydınız. | Open Subtitles | ليس ضرب الابراج ولكن قول الحقيقه عن الاشعه |
| Avustralya'daki parklarda, geniş çaplı zıplama ipleri ve 9 metre uzunluğunda tırmanma Kuleleri ile tam olarak bunu yaptılar. | TED | وهذا بالضبط ما نفذته المتنزهات في أستراليا مع حبال التزلق المنتشرة على نطاق واسع وأبراج التسلق ذات ارتفاع 30 قدم. |
| Kazık duvarı vardı eskiden. Her 40 adımda bir muhafız Kuleleri vardı. | Open Subtitles | كان هناك جدار قوي من قبل ابراج حراسة كل 40 خطوة |
| Sinyal Kuleleri hala engelli olmalı ama fazla sürmez yani ortadan kaybolmalısın. | Open Subtitles | سأبلغ عندما نخرج لابد ان ابراج الاتصال لازالت محجوبة لكن، ذلك لن يطيل لانه عليك ان تختفي |
| Haberleşime Kuleleri. Haberleri yayınlıyor. | Open Subtitles | إنها ابراج الإتصالات، وتبث الأخبار. |
| Amplifikatör Kuleleri bozulmuş. | Open Subtitles | اعتقد بأن ابراج اعادة الارسال قد تعطلت |
| Ortalama 7 metre yükseklik ve 6 metre genişliğe sahip olan 8.851 km uzunluğundaki duvarların aralarına gözetleme Kuleleri eklenmiş. | TED | بمتوسط علو ٢٣ قدم و عرض ٢١ قدم الجدران ذات ال٥٥٠٠ ميل تتخللها أبراج المراقبة |
| Bu 1930'lardaki Manhattan da bulunan Motor Ritz Kuleleri, ön kapınıza kadar arabayla gittiniz yer , tabiki eğer cesaretiniz varsa. | TED | هذة هي أبراج ريتز للمحركات في مانهاتن في الثلاثينيات حيث دفع ما يصل الى الباب الأمامي الخاص بك ، إذا كان لديك الشجاعة |
| Aynı zamanda Kuleleri etkisiz hâle getirmeyi deneyeceğiz. | Open Subtitles | ونحن سنحاول السيطره على البرجين فى نفس التوقيت |
| Bazılarına göre birlikte geçireceğimiz son gece Darillium'un Şarkı Söyleyen Kuleleri'nde olacakmış. | Open Subtitles | بعضها تقول بأن... آخر ليلة نقضيها معاً... عند البرجين المغنيين في داريليم |
| ...Edgewood Kuleleri'nde çalışıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل في "إجوود تاورز" |
| Gorillerin şuradaki Kuleleri nasıl yerleştirdiklerini görüyor musun? | Open Subtitles | أترى الطريقة التى وضع بها الأعداء هذة الأبراج |
| İndirin Kuleleri. Yaklaştırmayın. | Open Subtitles | أحرقوهم,لا تدعوهم يقتربوا أكثر |
| Wembley Stadyumu'nun ikiz Kuleleri. | Open Subtitles | البرجان التؤمان لملعب "ومبلي" |
| Sualtı Kuleleri gibi koloniler halinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | يعيشون معا في مستعمرات, مثل كتل من الابراج تحت الماء. |
| Fabrika, soğutucu Kuleleri, kısaca herşeyi anlatın. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف يعمل المصنع وأبراج التبريد، أي كل شيء |
| Onları gördüm. Hidrolik sondaj Kuleleri deniz suyunu emiyor. | Open Subtitles | أنا أراهم، الحفّارات المائيّة تمتصّ مياة البحر الآن |