| Bu ayrıntılı görüntünün ardında kurnaz bir amaç yatar. Birçok orkide bazen böcekleri onlarla seks yapmaları için kandırır. | TED | وهناك غرض ماكر وراء هذه العروض المفصلة: العديد من الأوركيد تخدع الحشرات، أحيانًا لممارسة الجنس معهم. |
| Fakat şüphesiz kurnaz bir adamdır, yani biz tersine, güneye gideceğiz. | Open Subtitles | ولكن قائدها ماكر جدا يجب ان نتجه ناحية الجنوب |
| Bazı şehirler bizim gibi kurnaz sokak akıllısı yaratıklarla lanetlenmiştir. | Open Subtitles | بعض المُدن مُجتاحة من مخلوقات ماكرة وعقلانية مِثلنا تماما ً |
| kurnaz olanlarsa gömme dolapların içlerindeki ekstra çarşafların altlarına koyarlar. | Open Subtitles | و الماكر منهم هو من يضع حاجياته تحت البطانية الإضافية |
| Ve onun sadık avcıları olan bizler, artık bu kurnaz tilkileri yuvalarından çıkarmalıyız. | Open Subtitles | وعلينا نحن صيّادوه الأوفياء أن نُخرج هذه الثعالب الماكرة من مكامنها |
| Tüm planlarımıza erişme yetkisine sahip yeteri kadar kurnaz ve becerikli biri olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون شخص مخادع وداهية بما يكفى ليقوم بالدخول الى كل خططنا |
| - Giderseniz aşağılık haydut kurnaz Miller'ı elimizden kesin kaçırırız. | Open Subtitles | إذا غادرت الآن، سيقوم المتمرّد (سليم ميلر) ذلك. بالهرب منّا بكلّ تأكيد. |
| Öyle kurnaz biri mi? Okulun muazzam bir resmini hediye edecek. | Open Subtitles | ماكر كما عهدته سيعطي فكرة جيدة عن المدرسة |
| Muhtemelen başka yollarla kendine başka tabutlar da getirtti. Biliyorsun bu adam kurnaz. | Open Subtitles | لقد كان لديه على الأرجح توابيت أخرى جلبت له بطرق أخرى، أنتم تعلمون أن هذا الرجل ماكر |
| Onu daha önce yakalayabilirdik ama o kurnaz bir şeytan. | Open Subtitles | بالطبع، إعتقدنا بأننا قد نِلنا منهُ من قبل، لكنهُ شيطانٌ ماكر |
| Hesselboe çok kurnaz bir şerefsiz. Hilekâr ama kurnaz da. | Open Subtitles | هيسيلبو ابن شرموطة ماكر غير منصف ولكنه ماكر |
| Neden sıçanlar büyük ve aptal oldukları halde... fareler küçük ama kurnaz olurlar ? | Open Subtitles | لماذا الفئران رغم صغرها ماكرة والجرذان رغم كبرها غبية؟ |
| Masum veya suçlu, saf veya kurnaz ne fark ederdi ki? | Open Subtitles | بريئة أو مُذنبة, ساذجة أو ماكرة, مالمُهم؟ |
| Ulaştıkları bu başarı herkesi memnun etmişti kurnaz Napolyon ve sadık dostu şişko domuz Squiler'ı bile. | Open Subtitles | نجاح جهودهم ابهجت الجميع بما فيهم نابولين الماكر ورفيقه الدائم الخنزير البدين سكويلر |
| Galiba onu bastık. kurnaz serseri! Randevusu vardı ama bilmemizi istemedi. | Open Subtitles | ـ لا بد انه موعد غرامي سري ـ الماكر,لابد انه لم يرد ان نعرف به |
| Hayır, ondan önce demek istiyorum, seni kurnaz, kredi kartı cadısı. | Open Subtitles | لا. أعني قبل ذلك أيتها ثعلبة البطاقات الماكرة |
| Ben yarım saat kuştum bu tavşan için... çok kurnaz tavşan! | Open Subtitles | لقد جريت لمدة نصف ساعة وراء هذا الأرنب إنه أرنب مخادع! |
| Holden, kurnaz'ın yanında büyük bir çete olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هولدن) يقول أنّ (سليم) هذا) لديه عصابة كاملة معه. |
| kurnaz zekan için övülürsün, Caiaphas. | Open Subtitles | يتم الاحتفال أنت لديك المخابرات داهية ، قيافا. |
| Ya tatlı unutkan bir profesör ya da bayağı kurnaz bir yalancı. | Open Subtitles | لأنه يمكن أن يكون أستاذاً خانته ذاكرته أو أنه حقاً كاذب محتال. |
| Çok deli, çok zeki, çok kurnaz. | Open Subtitles | مجنونة للغاية ، ذكية للغاية ، مخادعة للغاية |
| İster inan ister inanma ama bu onun kurnaz haliydi. | Open Subtitles | تصدقي هذا أو لا , هذا كان ماكراً بالنسبه له |
| Gözlerindeki deli kurnaz bakışları görmedin mi? | Open Subtitles | أنت بالكاد تحدثت إليها حسناً,أنت على الأغلب لم ترى رؤية المجانين و بريق المكر في عينيها |
| - Bir koruyucu onu geri getirsin. - Evet en kurnaz olanı uyandırın. | Open Subtitles | لنترك الحارس يعيدها نعم، أيقظ أكثرهم دهاء |
| O kadar kolay değil. Adam köpek balığı gibi kurnaz. | Open Subtitles | ليس الأمر سهلاً، فهو رجل فاحش الثراء و مراوغ جداً |
| Senin büyükbaban Nell kurnaz bir iş adamı değil mi? | Open Subtitles | جدك يا نيل إنه ماهر في التجارة, أليس كذلك؟ |
| Yaşlılık seni daha da kurnaz yapmışa benziyor. | Open Subtitles | يبدو انك تكون أكثر مكرا مع الوقت |