| Kıçımın kurtarılması gerekiyor gibi mi? | Open Subtitles | أوتبدو مؤخرتي بحاجة للإنقاذ بالنسبة لكما؟ |
| İçeri girersem ben de kurtarılması gerekenlerden biri olacağım sadece. | Open Subtitles | فلو دخلت، سأكون شخصًا آخر بحاجة للإنقاذ. |
| Bu sayede kurtarılması gereken bir parti olduğunda orada olabilirim. | Open Subtitles | "أينما تواجدت حفلة بحاجة للإنقاذ" "سأتواجد هناك" |
| Ağaçlar devrildi, çitler yıkıldı ama sen kurtarılması gereken yegane şeyi kurtardın. | Open Subtitles | اقتُلعت الأشجار ، والسياج ولكنك انقذتِ الشيء الوحيد الذي كان يحتاج الإنقاذ |
| Başkan misyonerlerin kurtarılması konusundaki çabalara tam destek vereceğini ancak fidye ödenmeyeceğini belirtti. | Open Subtitles | تعهد الرئيس بتقديم الدعم الكامل من المجهود لانقاذ الدعاة مع أنه لن تدفع أي فدية |
| kurtarılması gereken bir sürü asker var. | Open Subtitles | هناك العديد من الجنود الذين يجب أن يتم حفظها. |
| İnananlar kurtarılır. Ve kurtarılması gereken o kadar çok şey varki. | Open Subtitles | الذين أمنوا سيتم إنقاذهم, لكن هنالك أشخاص كثيرين يحتاجون إلى إنقاذ |
| Ve şimdi başka hayatların da kurtarılması gerekiyor. | Open Subtitles | والآن المزيد من الأرواح بحاجة للإنقاذ. |
| Ama anlamadığın nokta insanların senden kurtarılması lazım. | Open Subtitles | ما لا تدركينه أنكِ من بحاجة للإنقاذ |
| Kendime hayat kurtaran biriyle kurtarılması gereken hayatlara engel olan biri arasında gerçekten bir fark olup olmadığını soruyorum. | Open Subtitles | لاأفتأأُساءلنفسيإنكانهناكَحقًافرقٌبين.. شخصينقذالحيوات... وبين شخصٍ يحول دون احتياج الناس للإنقاذ من الأساس. |
| Bu şehrin senden kurtarılması gerek. | Open Subtitles | هذه المدينة تحتاج للإنقاذ منك. |
| O kadınların kurtarılması gerekiyordu. | Open Subtitles | تلك السيدات كانت بحاجة للإنقاذ |
| kurtarılması gereken biri gibi görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدوا أنها بحاجة للإنقاذ |
| kurtarılması gereken bir yürek daha benimki | Open Subtitles | *مُجرد قلب آخر في حاجه للإنقاذ * |
| Yoksa ruhunuzun kurtarılması için mi geldiniz? | Open Subtitles | أم جئتم للإنقاذ ؟ |
| - Buffy gelmeden önce hayatımızın kurtarılması gerekmiyordu ama. | Open Subtitles | .. قبل أن تأتي هي هنا حياتنا لم تكن بحاجة إلى ذلك الحجم من الإنقاذ ، أليس كذلك ؟ |
| kurtarılması gereken bir masum olduğunu varsayarak hareket ediyorduk. | Open Subtitles | نحن نعمل على فرضية أنها بريئة وتحتاج إلى الإنقاذ |
| - Audrey Horne'in kurtarılması. | Open Subtitles | لانقاذ "أودري هورن" من مختطفيها. |
| kurtarılması gereken bir sürü asker var. | Open Subtitles | هناك العديد من الجنود الذين يجب أن يتم حفظها. |
| Bina tepelerinden kurtarılması gereken insanlar için de. | Open Subtitles | للناس عشوائية الذين يحتاجون إلى إنقاذ من فوق أسطح المباني |
| Çoğu zaman yarı kadınlarla ilgilenir kurtarılması mümkün olmayanları kurtarmaya çalışırlarmış. | Open Subtitles | يسغرقون وقتاً أطول على النساء الجريحات. وغالباً يحاولون إنقاذ الذين من الواضح لا يمكن إنقاذهم. |