| Kral'ın koçunu boğulmaktan kurtararak hemen kendinizi belli ettiniz. | Open Subtitles | لقد وضعت بصمتك بسرعة بإنقاذ كبش الملك من الغرق |
| Hayatları kurtararak, uyuşturucu içerek ve birileriyle yatarak hayatın nasıl perişan olabiliyor? | Open Subtitles | كم يمكن أن تكون بائساً بإنقاذك للحيوات و تعاطي المخدرات و مضاجعة النساء؟ |
| Beni kurtararak ona yanıldığını kanıtlayabileceğini düşünüyorsun. Kendi sorunlarını bana mal etme. | Open Subtitles | أجل، تخال أنّك إذا تمكنت من إنقاذي فستثبت أنه مخطئ. |
| Dunya'da ruh kurtararak, bunu hak etmemiz lazim. | Open Subtitles | يجب أن نكتسب ذلك، هنا على الأرض بإنقاذنا للأرواح. |
| Sence kızı ve köyü kurtararak bir kere olsun kahraman olmak istemiyor muyum? | Open Subtitles | هل تظن أنني لم أرد إنقاذ الفتاة، وأنقذ القرية، وأكون بطلًا لمرة في حياتي؟ |
| - Önce kendini kurtararak mı? | Open Subtitles | بانقاذك لنفسك أولاً؟ |
| Vali'yi kurtararak itibar kazanmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تريد أن تجعل من نفسك مشهوراً بإنقاذ الأميرة |
| Aslında bunu karşılığını yalnızca hayatını kurtararak öderim ancak o hiçbir zaman olamayacağı için yanımda viski getirdim. | Open Subtitles | عمليا استطيع فقط رده بإنقاذ حياتك لكن بما إن هذا غالبا لن يحدث ابدا |
| Jefferson Keane'i kurtararak onları geri kazanabileceğimi sanıyordum. | Open Subtitles | وحسبت أني أقدر على استرجاعها بإنقاذ (جيفرسون كين). |
| Kral'ın koçunu kurtararak ününüze ün kattınız. | Open Subtitles | أثبت نفسك بسرعة بإنقاذك . لظبي الملك من الغرق |
| Beni kurtararak, ruhunu kurtaracağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أنه بإنقاذك لي فأنت قد أنقذتُ حياتك؟ |
| O zaman seni kurtararak iyi bir şey yaptım. | Open Subtitles | يبدو أنني أسديتُ معروفًا بإنقاذك |
| Beni kurtararak, kendini potansiyel bir düşman kötüleyecekleri ya da yok etmeye çalışacakları bir hedef yaptın. | Open Subtitles | بمحاولة إنقاذي جعلتِ نفسك عدو قوي هدف سيسعون إلى تشويه سمعته أو تدميره |
| Beni kurtararak ona yanıldığını kanıtlayabileceğini düşünüyorsun. Kendi sorunlarını bana mal etme. | Open Subtitles | أجل، تخال أنّك إذا تمكنت من إنقاذي فستثبت أنه مخطئ. |
| Fakat kizini kurtararak biz de fiilen aileden olmus sayiliriz. | Open Subtitles | ولكن بإنقاذنا لابنته، فقد أصبحنا عائلة في الواقع. |
| Bizi kurtararak kendinizi tehlikeye attınız. | Open Subtitles | بإنقاذنا , وضعتم أنفسكم فى خطر كبير |
| Sence kızı ve köyü kurtararak bir kere olsun kahraman olmak istemiyor muyum? | Open Subtitles | هل تظن أنني لم أرد إنقاذ الفتاة، وأنقذ القرية، وأكون بطلًا لمرة في حياتي؟ |
| Ama her gün onun tam yanında olacağımı bilmelisin, teknik kelimeler kullanarak insanların hayatını kurtararak. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تعرف أنني سأكون بجانبها كل يوم أستخدم الكلمات الكبيرة... وأنقذ حياة الناس |
| Guthred, Uhtred'i kurtararak şu an elde ettiğiniz şey ellerinizle yarattığınız keşmekeş. | Open Subtitles | (غوثرد ، بانقاذك ل(أوتريد ما لديك الآن هي فوضى من صنعك |
| Sudadır. Giderken çocukları kurtararak onlardan uzaklaşıp akıntının tersine yüzer. "Nereye gidiyorsun? Burada kurtarılmayı bekleyen | TED | إنها في الماء تسبح بعيدًا منهم باتجاه المنبع تنقذ الأطفال في طريقها وهم ينادونها: “ إلى أين أنت ذاهبة؟” |
| Her zaman var gibi. Biz o kutudan kurtararak hata yaptım. | Open Subtitles | كما فعلتَ في كلّ مرّة أخطأنا بتحريرك من ذاك التابوت. |