| Eğer biyolojik çeşitliliği kurtarma şansımızın olmasını istiyorsak, bu bölgeleri kurtarmalıyız. | TED | لابد أن ننقذ هذه الأماكن لو أردنا التمسك بأقل فرصة للحفاظ على التنوع البيولوجي كما نعرفه. |
| Ve kendi iyiliği için, profesörü de kurtarmalıyız. | Open Subtitles | ويجب علينا أن ننقذ الأستاذ بالرغم من نفسه |
| Ama öncelikle insanların hayatlarını kurtarmalıyız. Burayı ayakta tutmaya devam etmeliyiz. | Open Subtitles | لكن علينا إنقاذ الأرواح أولاً علينا إبقاء هذا المكان |
| Kurtulan olmasa bile, eğer iyi durumdaysa, onu kurtarmalıyız. | Open Subtitles | حتى لو لم يكن ثمة ناجون، إن كانت مستحقة فيجب أن ننقذها |
| Hemen gitmeliyiz, onu kurtarmalıyız! | Open Subtitles | ـ علينا الرحيل. علينا إنقاذها ـ أخشى أن لا يمكنني فعل هذا |
| Kendimizi dış etmenlerde kurtarmalıyız ve gelecekte bizi birleştircek gerçege tekrar bağlanmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرر انفسنا من الغرباء ونعيد الحقيقة التي وحدتنا في المستقبل |
| Bu bizim Hıristiyanlık görevimiz. Bu binlerce insanı kurtarmalıyız... | Open Subtitles | من واجب المسيحيين والفاتيكان إنقاذهم |
| Hayır! Yiyecek toplamayı bitirdiler. Kraliçeyi şimdi kurtarmalıyız. | Open Subtitles | لقد انتهوا من جمع الطعام يجب ان ننقذ الملكة الان |
| Değerli eşyaları kurtarmalıyız Milyonlar eder | Open Subtitles | يجب ان ننقذ الاشياء الثمينه فهي تقدر بالملايين و لا يُخِلُّهم. |
| Maximus, Roma'yı politikacılardan kurtarmalıyız, dostum. | Open Subtitles | ماكسيموس .. يجب أن ننقذ روما من السياسيين يا صديقى |
| Jeff, öncelikle çocuğu kurtarmalıyız! Bu bizim tek şansımız. | Open Subtitles | جيف، لابد أن ننقذ الطفل إنه خيارنا الوحيد |
| Kurtarabildiğimiz kadarını kurtarmalıyız ve derhal harekete geçmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ننقذ ما نستطيع يا سيدي ويجب أن نتحرك الآن |
| Kesinlikle. Arkamızı dönüp, iyi bir gece uykusunu kurtarmalıyız. | Open Subtitles | بالضبط، يجب أن نعود أدراجنا ونحاول إنقاذ ليلة من النوم الهنيئ. |
| İkisini de kurtarmalıyız. Bunu yapabileceğime inanıyorum. | Open Subtitles | وهدفي هو إنقاذ كلاهما، وأظن أنه يُمكنني ذلك |
| Bu şey başlamadan kurtarabildiğimiz kadar fazla insanı kurtarmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا إنقاذ أكبر عدد من الناس قبل أن يقع ذلك الحدث |
| İkinci sınıf listesindeki adamdan onu kurtarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن ننقذها من ذاك صاحب قائمة المؤلفات الرديئة. |
| Biliyorum ama buna rağmen hayatını kurtarmalıyız. | Open Subtitles | أعرف هذا , لكن علينا إنقاذها , على أية حال |
| Tüm bu nedenlerden ve hepinizce bilinen diğerlerinden ötürü kendimizi Roma'nın müdahale, etki ve idaresinden kurtarmalıyız. | Open Subtitles | لهذه الأسباب وغيرها الكثير يجب علينا أن نحرر أنفسنا من التدخل والنفوذ ونقل السلطة الى روما. |
| - Onu kurtarmalıyız. - Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. | Open Subtitles | ـ يتوجب علينا إنقاذه ـ نحنُ نبذل قصارى جُهدنا |
| Onları kurtarmalıyız. | Open Subtitles | ذاك الرجل كان مخبولاً يجب أن ننقذهم |
| Onları kurtarmalıyız. | Open Subtitles | سوف نخرجهم منها. |
| Müteşekkiriz ama arkadaşlarımızı korsanlardan kurtarmalıyız. | Open Subtitles | نحن في غاية الامتنان لكم, ولكن علينا أن نُنقذ أصدقاءنا من القراصنة. |
| Onu nerede tuttuklarını bulmalıyız ve oradan kurtarmalıyız. | Open Subtitles | تعال معنا يا بني علينا أنْ نعرف بمكانه و نخرجه من هناك |
| Kim olduğunu bulmalı ve Gail'ı kurtarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نجد من هو وننقذ غايل |
| Kendimizi bu tür tabulardan kurtarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نخلص أنفسنا من الأوثان والمحرمات القديمة |
| Ama önce April'i kurtarmalıyız! | Open Subtitles | ولكن أولاً علينا أنقاذ أبريل |
| Gumbel 2 Gumbel'ı, Griffin 2 Griffin olarak kurtarmalıyız | Open Subtitles | علينا انقاذ المسلسل جمبل جمبل, وسنفعلها بطريقة جريفن جريفن. |