| Yansımasını gördü, kendini boğuluyor sandı ve kurtarmaya çalışırken öldü. | Open Subtitles | رأى انعكاس صورته في البركة فغرق محاولاً إنقاذ نفسه |
| Bu saatler, valilik telefonunda onun hayatını kurtarmaya çalışırken harcanabilirdi. | Open Subtitles | ساعات يمكن ان أقضيها على الهاتف مع مكتب المحافظ في محاولة إنقاذ حياته |
| - Ne haber, Clyde? Pek hoş değil. Senin eski kızı kurtarmaya çalışırken dayak yedik. | Open Subtitles | ليست ممتازة، لقد تعرضت للضرب وأنا أحاول إنقاذ صديقتك القديمة |
| Masum bir adamın hayatını kurtarmaya çalışırken öldü. Pas. | Open Subtitles | لقد ماتت في محاولة لإنقاذ حياة رجل بريء. |
| Beni kurtarmaya çalışırken okyanusda boğulacağından. | Open Subtitles | أنّك كنت ستغرق و أنت تحاول إنقاذي |
| Claire'in suda olduğunu duyunca da onu kurtarmaya çalışırken boğuldun. | Open Subtitles | عتدما سمعت كلير أنها بالبحر انت غرقت وانت تحاول انقاذها! غطست بنفسي لكي لا تذهب |
| Arkadaşını kurtarmaya çalışırken beni o masada ölüme terk ettin ! | Open Subtitles | لقد تركتينى أموت هناك على تلك الطاولة بينما كنتى تحاولين إنقاذ صديقك |
| Seni kurtarmaya çalışırken ölürsem kardeşlerine kim bakacak? | Open Subtitles | لو مُت وأنا أحاول إنقاذك من سيطعم إخوتك؟ |
| Amber'i kurtarmaya çalışırken sakatlanmışsın. | Open Subtitles | أعني, سمعت أنك تأذيت محاولاً إنقاذ آمبر |
| Baban, Dragonoff'u kurtarmaya çalışırken öldü Malachy. | Open Subtitles | (لقد مات والدك محاولاً إنقاذ "دراجنوث" يا (مالاكاي |
| Derek bu kızın hayatını kurtarmaya çalışırken öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قتل محاولاً إنقاذ الفتاة |
| Kendininkini kurtarmaya çalışırken onun ölmesine değdi mi? | Open Subtitles | أكانت محاولة إنقاذ حياتكم تستحق إهدار حياتها؟ |
| Kendininkini kurtarmaya çalışırken onun ölmesine değdi mi? | Open Subtitles | أكانت محاولة إنقاذ حياتكم تستحق إهدار حياتها؟ |
| Elini kurtarmaya çalışırken ölmesini izler oldum. | Open Subtitles | كنت لأشاهده يموت محاولة إنقاذ يده |
| Yakaladıkları insanlarımdan bazılarını kurtarmaya çalışırken uyandırdım onları. | Open Subtitles | لقد أيقظتهم بينما كنت أحاول إنقاذ بعض رفاقى |
| Ben milletin hayatını kurtarmaya çalışırken sen ağaçtan kedi kurtarma peşindesin. | Open Subtitles | أنا أحاول إنقاذ الحيوات، وأنت... تحاول إنقاذ القطط التي على الأشجار |
| İnsanlarımı kurtarmaya çalışırken tüm şehri yakıp yıktım, Aasiya! | Open Subtitles | في محاولة لإنقاذ شعبي، أحرقت المدينة بأكملها يا اسيا |
| İnsanlarımı kurtarmaya çalışırken bütün şehri yakıp yıktım! | Open Subtitles | في محاولة لإنقاذ أهل منطقتي أحرقت المدينة بأكملها |
| Onu, beni o uçaktan kurtarmaya çalışırken gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تحاول إنقاذي من تلك الطائرة |
| Claire'i denizde duyduğun zaman onu kurtarmaya çalışırken boğulan sendin. | Open Subtitles | و عندما سمعت أن (كلير) في الماء، لقد غرقت و انت تحاول انقاذها |
| Peki şovunu kurtarmaya çalışırken olacağın son yer neresidir? | Open Subtitles | فما هو أخر الأماكن التي ستكونين بها, إذا كنتِ في الخارج تحاولين إنقاذ البرنامج؟ |
| Çünkü seni kurtarmaya çalışırken ömrümün yarısını internette ve youtube'da takıl diye harcamadım. | Open Subtitles | لأنني لم أقض نصف حياتي و أنا أحاول إنقاذك لكي تتصفح الإنترنت و تشاهد موقع (يو تيوب). |
| Tıpkı bir dostu, hayat arkadaşını, ya da ruh ikizini, küçük bir kızı kurtarmaya çalışırken yitirmek gibi. | Open Subtitles | مثل .. خساره الرفيق و الرفيق الدائم و الصديق بينما يحاول انقاذ البنات الصغيرات |
| Meslektaşım, sizi kurtarmaya çalışırken canını verdi. Onun ne kadar eğitimli olduğunu görmüşsünüzdür kesin. | Open Subtitles | لقد مات رفيقي، محاولًا إنقاذك وأنا متأكد أنك قد رأيت لأي مدى كان مُدرّب بعناية |
| Sı Chou yakınında bir hapishanede birini... kurtarmaya çalışırken tutuklandı. | Open Subtitles | لقد تم القبض عليه أثناء عمليه أنقاذ... بسجن فى"سو تشو". |
| Genç hayatları kurtarmaya çalışırken imdadıma yetişti. | Open Subtitles | جاءت لإنقاذي عندما كنتُ احاول إنقاذ حياة الشباب |