| Kuzunun, kurttan korkması gibi benim kalbim de korkuyla dolu. | Open Subtitles | كما يخشى الحمل الذئب كذلك ، إن قلبى مثقل بالخوف |
| Eriha surları seni hain kurttan korur. | Open Subtitles | أسوار أريحا ستحميكِ من الذئب الكبير الشرير |
| "Kız korkar hain kurttan" | Open Subtitles | هى خائفة من الذئب الكبير الشرير ترا , لا , لا , لا |
| Bir yaşlı kurttan para alıp geri ödememe gibi bir şansın yok. | TED | لا يمكنكم اقتراض المال من ذئب وعدم إعادته. |
| Hem kurttan başka ne olabilir ki? | Open Subtitles | ،بالإضافة إلى ذئب إلى ماذا يمكن أن نتحوّل ؟ |
| Albert sizin yörenizdeki kurttan bahsettiğinde, sürüldü. | Open Subtitles | عندما سمع ألبرت بقصة الذئب لديكم كان متحمساً للغاية |
| Yedide yemek yeriz ve şu kurttan biraz daha bahsederiz. | Open Subtitles | سنتناول الطعام في السابعة، ونتحدث أكثر عن هذا الذئب |
| Yavru henüz küçük, ama yere sağlam basmayı başarıp düşmezse, kurttan kaçabilir. | Open Subtitles | الاَيلصغير، لكن بأمكانه أجتياز الذئب فقط إذا أستطاع أن يبقي يتحرك. |
| Yavru henuz kucuk, ama yere saglam basmayi basarip dusmezse, kurttan kacabilir. | Open Subtitles | الاَيلصغير، لكن بأمكانه أجتياز الذئب فقط إذا أستطاع أن يبقي يتحرك. |
| İçindeki kurttan sanki peri masalından fırlamış bir karaktermiş gibi bahsediyorsun. | Open Subtitles | انت تواصل الحديث عن الذئب كما لو كان هو وحشاً في قصة خرافية |
| Sürünün gücü kurttan kurdun gücü sürüden gelir. | Open Subtitles | قوّة القطيع تكمن في الذئب، وقوة الذئب تكمن في القطيع. |
| Sürünün gücü kurttan kurdun gücü sürüden gelir. | Open Subtitles | قوّة القطيع تكمن في الذئب، وقوة الذئب تكمن في القطيع. |
| Yıllarca istediğim tek şey kurttan kurtulmaktı. | Open Subtitles | لسنوات, كل ما اردته . هو التخلص من الذئب |
| Bu hikâyelerle koca kurttan korkmayı şekerden evde yaşayan yaşlı kadına yaklaşmamayı ve köprü altındaki trolü öğrenirler. | Open Subtitles | ومن هذه القصص يتعلمون الخوف من الذئب الكبير ،إلى جانب تلك العجوز في بيتها .وذلك القزم الذي يقطنُ تحت الجسر |
| Ördek ne kadar kaçmaya çalışsa da kurttan kaçamadı. | Open Subtitles | مهما حاولت البطه الهروب فأنه لا يمكنها الهروب من الذئب |
| Böyle derdi mavi kurttan ve kızıl geyikten doğan. | Open Subtitles | هو الذي وُلد من الذئب الأزرق والغزال الأحمر. |
| Kızıl kürklü devasa kurttan at boyutunda çatal tırnaklı pantere kadar. | Open Subtitles | تارةً يصفونه بأنه ذئب عملاق ذو فرو أحمر وتارة أخرى بأنه نمر له أقدام مشقوقة ويماثل الحصان حجماً. |
| Ne ara kötü niyetli kurttan kayıp kuzuya döndü bu kadın? | Open Subtitles | كيف تحولت من كونها ذئب سيء كبير إلى حمل ضائع صغير ؟ |
| Kurt kıyafetinin içinde kurttan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | اتضح انه كان لا شئ سوى ذئب في ملابس ذئب |
| İnsanı yeraltına sürükleyecek bir kurttan bahsediyor. | Open Subtitles | إنها تتحدث عن ذئب سيجرك للعالم السفلي |
| Bir kurttan diğerine, sen olsam aynı şeyi yapardım. | Open Subtitles | من ذئب لأخر أعتقد أنني سأفعل نفس الشيء |