| Size söylediği her şeyin, verdiği her emrin yaşlı, hasta ve ölmek üzere olan birinin kuruntuları olmadığını nereden bileceksiniz. | Open Subtitles | ،أيّ شيءٍ يخبرك به أيّ أمرٍ يصدره لك كيف عساك أن تعرف أنّها ليست مجرّد أوهام عجوز مريض مجنون يحتضر؟ |
| Alice'in isterik olduğunu söyledi ve paranoyak kuruntuları olduğunu. | Open Subtitles | قال بأن أليس لديها هستيرية وبأنّها لديها أوهام بالارتياب |
| Peki, eğer zarar görme kuruntuları olan bir paranoyak olsaydım | Open Subtitles | عليه أن يفكر كالسمكة" حسناً. لو أنك مصاب بجنون الارتياب مع أوهام الاضطهاد |
| Durumu hakkında kuruntuları var ama zararsızdır. | Open Subtitles | لديها بعض الأوهام حول وضعها لكنها غير مؤذية |
| Tamam. Ya kuruntuları tekrarlarsa? | Open Subtitles | حسناً, ماذا لو الأوهام رجعت لها ثانية؟ |
| Bazı kuruntuları var. | Open Subtitles | لديها هذه الأوهام |
| Sen başkalarından zarar görme kuruntuları olan bir paranoyaksın. | Open Subtitles | أنت مصاب بجنون الارتياب ! مع أوهام الاضطهاد |
| Onlar, Tom Lennox'un paranoyakça kuruntuları. | Open Subtitles | إنها أوهام (توم لينوكس) |