| Michael, en son buna maruz kalan kişi, konsolumun üzerine kusmuştu. | Open Subtitles | مايكل آخر مرة الهدف تقيأ على تابلوه السيارة كاملا |
| Turnuva alanına giderken atının üzerine kusmuştu. | Open Subtitles | لقد تقيأ فوق حصانه في طريقه إلى أرض البطولة |
| Pek hoşuna gitmemişti çünkü Bruce her yerine kusmuştu. | Open Subtitles | ولم يعجبكِ الأمر كثيراً .لأنه تقيأ عليكِ |
| Burnum kanamıştı ve annem derin dondurucuya kusmuştu. | Open Subtitles | كان لدي نزيف أنف مرة، وقد تقيأت في المجمِّد |
| Concorde meydanında kusmuştu, çok romantikti. | Open Subtitles | لقد تقيأت في نافورة الساحرة وكان رومانسي جدا |
| Tavuk salatası yiyemez. Bu şaka değil, tamam mı? Bir kere vermiştik ve limuzinde kusmuştu. | Open Subtitles | لا أمزح، لقد أطعمناها لها مرة فتقيأت في السيارة |
| "Henry hangi filmi izlerken hem altına, işeyip hem de kusmuştu?" | Open Subtitles | "عندما كان يشاهد هنري أي فيلم، بلل سرواله وتقيأ عليه في نفس الوقت؟" |
| Tanıştığımız gün üzerime kusmuştu o yüzden ona Türlü Stu diyorum. | Open Subtitles | لقد تقيأ علي في المرة الأولى التي إلتقينا فيها، لذا اسميته "شنكي ستو". |
| Sonra da Matt üzerime kusmuştu. | Open Subtitles | و عندها مات تقيأ علي |
| - Kucağıma kusmuştu. | Open Subtitles | لقد تقيأ على حجري |
| Sonra da salıncakların oraya kusmuştu. | Open Subtitles | ثم تقيأ بجانب الأرجوحة |
| Elliot domuz vurduğunda bile kusmuştu. | Open Subtitles | تقيأ(إليوت)عِندما أطلق النار على خِنزير |
| Birisi yepyeni ceketine kusmuştu galiba. | Open Subtitles | لأن أحداً ما تقيأ ...على |
| Ve sanırım buraya da Bill Gorsky kusmuştu. | Open Subtitles | وأظن أن (بيل كورسكي) تقيأ عليها هنا |
| Teddy çok fazla bisküvi yemişti ve kusmuştu. | Open Subtitles | (تيدي) أكل الكثير من السمورز ثم تقيأ |
| 'Sana bir şey göstemem gerek.' dedi. Beni kadınlar tuvaletine götürdü. Amy hepsini kusmuştu. | Open Subtitles | انظر اريدك ان تأتي لترى شيئاً حيث تقيأت ايمي كل شيئ |
| Ağdalı lafları bırakın lütfen. Şunu söyleyin. "Maskesinin içine kusmuştu." | Open Subtitles | دعك مِن هذا الهراء مِن فضلك فقط قل "تقيأت فى قناعها" |
| Maskesinin içine kusmuştu. | Open Subtitles | تقيأت فى قناعها |
| Kacy hamileyken kusmuştu. | Open Subtitles | لقد تقيأت "كاسى" عندما كانت حامل |
| Bayan tavuk salatasından nefret eder. - Bir keresinde vermiştim ve kusmuştu. | Open Subtitles | تكره (شنايا) سلطة الدجاج لقد أطعمناها لها مرة فتقيأت |