| Yemek borusu epey yıpranmış. Sanki sürekli kusuyormuş gibi. | Open Subtitles | مريئها أرهق إلى حد ما لأنها كانت تتقيأ بشكل كبير |
| Seattle'ın Ağız Tadı yarışmasında bayılmış ve kan kusuyormuş. | Open Subtitles | لقد انهارت في المسابقة و تتقيأ دماً الآن |
| Yemeği yedikten sonra buraya gelip yediğini kusuyormuş. | Open Subtitles | أكرهك أيتها الشيطانة لقد أكلت ومن ثم تأتي إلى هنا وبدأت تتقيأ |
| İlk eşim Judith ile evliliğimizin sonlarına gelirken, yüzünü kusuyormuş gibi, şöyle yapardı;... | Open Subtitles | زوجتي الاولى جوديث عند إقتراب نهايه زواجنا لقد إعتادت أن تصنع بوجهها تعبر وكأنها تغرغر .... |
| İlk eşim Judith ile evliliğimizin sonlarına gelirken, yüzünü kusuyormuş gibi, şöyle yapardı;... | Open Subtitles | زوجتي الاولى جوديث عند إقتراب نهايه زواجنا لقد إعتادت أن تصنع بوجهها تعبر وكأنها تغرغر .... |
| Saldırıya uğradığında galiba kusuyormuş. | Open Subtitles | لقد تبين إنها كانت تتقيأ عندما هوجمت |