| Ama benim kutladığım şey, salak bir Afrikalıyı son görüşüm olacak. | Open Subtitles | لكنني أحتفل حقيقة برؤية أغبى زنجي أفريقي |
| kutladığım diğer şey ise bu yıl, tüm hayatıma kıyasla daha iyi şeyler yapmış olmamdı. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي كنت أحتفل به كان فعلي لأشياء جيدة خلال هذه السنة أكثر مما عملته طوال حياتي |
| Çünkü şubatta kutladığım tek bayram Başkanlar Günü. | Open Subtitles | لأن في عطلة شهر فبراير فقط أحتفل يوم الرؤساء |
| Hiçbir şeyi kutladığım yok! | Open Subtitles | إنّي لا أحتفل بأيّ شيء |
| Bir şey kutladığım yok. | Open Subtitles | لا أحتفل |