| Ama komşular çocuğun bugün doğum gününü kutladığını söylüyorlar. | Open Subtitles | لكن الجيران قالو إن إبنها كان يحتفل بعيد ميلاده الليلة |
| Kimle birlikte kutladığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل لديك فكرة من كان يحتفل معه ؟ |
| José'nin noeli kutladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اطن ان خوزيه يحتفل بالكريسماس |
| Üzgünüm ama insanların vasatlığı sizin gibi kutladığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | انا اسف. انا لم ارى أناس ابدا يحتفلون بالتوسط مثلما تفعلون. |
| Üzgünüm ama insanların vasatlığı sizin gibi kutladığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | انا اسف. انا لم ارى أناس ابدا يحتفلون بالتوسط مثلما تفعلون. |
| Dün akşam neyi kutladığını hiç söylemedin. | Open Subtitles | لم تخبريني بما كنت تحتفلين البارحة بأيّ حال |
| Evlilik yıldönümümü nasıl bir adamla kutladığını görmek istedim yalnızca. | Open Subtitles | أردت أن أرى الرجل الذى تحتفلين معه بعيد زواجنا |
| - Conlan nakavtını kutladığını sanıyor. | Open Subtitles | كونلن يعتقد بأنه يحتفل بالضربة القاضية |
| Dünyanın Kabir'i kutladığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن العالم يحتفل بكابير اليوم |
| Sanırım nerede kutladığını biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني أعرف أين يحتفل |
| Adamın cinayeti kutladığını görmek. | Open Subtitles | مشاهدة الإنسان يحتفل بالقتل |
| Hollandalıların yılbaşını birbirlerine meyve atarak kutladığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن الهولنديين يحتفلون بالكريسماس بإلقاء الفاكهة على بعضهم البعض؟ |
| Ernesto ve dazlak bir adamın Virgil ile yaptığı bir anlaşmayı kutladığını söyledi. | Open Subtitles | ... ذلك المدعو (ايرنستو) وزمرته الذين كانوا يحتفلون بإحدى (الصفقات التي أبرموها مع (فيرجل |
| - Neyi kutladığını bilmiyor olman. | Open Subtitles | -عندما تحتفلين بعيد جميع القدّيسين |
| Senin Harokin Savaşı'nı kutladığını hatırlıyorum o kadar uzun sürmüştü ki neredeyse ikincisini başlatmıştın. | Open Subtitles | أتذكر عندما كنتِ تحتفلين في معركة (هاروكين) كان بكثيراً لدرجة أنكِ بدأت الحرب التالية |