| Antakya'nın dördüncü gününde... oyunların 64. gününü kutlayabiliriz. | Open Subtitles | في اليوم الرابع من الشهر، نحتفل باليوم الـ 64 في الألعاب |
| Antakya'nın dördüncü gününde... oyunların 64. gününü kutlayabiliriz. | Open Subtitles | في اليوم الرابع من الشهر، نحتفل باليوم الـ 64 في الألعاب |
| Buraya ilk girdiğimde gece yarısıydı. Yani hala yıl dönümümüzü kutlayabiliriz. | Open Subtitles | في المرة الأولى التي تعرفت عليك كانت في منتصف الليل وهذه طريقتي في هذه الليلة حتى نحتفل. |
| Bu akşam arkadaşlarınla toplandıktan sonra, eve döndüğünde bunu kutlayabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الاحتفال قليلا, عندما تاتي الى البيت من ليلة الشباب |
| Savurganın dönüşünü kutlayabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الاحتفال بعودة الاصدقاء المبذرين. |
| Tamam, tamir olduğunda, kutlayabiliriz ama her şeyi sırasıyla yapalım. | Open Subtitles | حسنا,عندما السيارة تُصلح يمكننا الإحتفال لكن,دعنا نتعامل مع الأشياء الأولى أولاً |
| Shikamaru'nun chuuninliğe yükselişini kutlayabiliriz. | Open Subtitles | على أية حال سنحتفل بترقية شيكيمارو إلى تشونن |
| Yani belki bir yerlere gidip bunu kutlayabiliriz diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لذافكرتبأنناقدّ نحتسيشراباًسوياً .. و نحتفل. |
| Aslında burada olmamın sebebi öğle yemeği yemek. Düşündüm de belki işe geri dönmeni kutlayabiliriz. | Open Subtitles | سبب مجيئي في الواقع لنتغدى سوية، فكرت أن نحتفل باستعادتك لوظيفتك |
| Yani belki bir yerlere gidip bunu kutlayabiliriz diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لذافكرتبأنناقدّ نحتسيشراباًسوياً .. و نحتفل. |
| Hayatını kutlayabiliriz belki diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت افكر فقط إننا قد نستطيع ان نحتفل بحياته |
| Fakat şimdi senin ailende ve ülkende hakettiğin yere dönüşünü sonunda kutlayabiliriz. | Open Subtitles | ولكن الآن يمكننا أخيراً أن نحتفل بعودتك إلى منصبك الشرعي عند عائلتك وبلادك |
| Bu yüzden yeni yıl havaifişekleri atılırken kutlayabiliriz. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن نحتفل أثناء ألعاب السنة الجديدة النارية. |
| Ayrıca dedim ki yeni ortaklığımızı bizzat kutlayabiliriz. | Open Subtitles | واعتقدت بأن يمكننا أن نحتفل بشراكتنا معا |
| Evet, belki öğlen yemeği ile kutlayabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل , اظن أنه يمكننا الاحتفال على الغداء |
| Diyecektik ki; yılbaşını erteliyoruz böylece Jane-başı'nı kutlayabiliriz. | Open Subtitles | كنا سوف نأجل احتفالنا في عيد الكريسمس حتى يمكننا الاحتفال في عيد جين ميس |
| Sanjana, doğum gününü yarın da kutlayabiliriz. | Open Subtitles | سانجانا ، يمكننا الاحتفال بعيد ميلادك غداً |
| Ölüme ramak kalma deneyimimizi sonra da kutlayabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، يمكننا الإحتفال بأمر وشوكنا على الموت لاحقاً. |
| İlk makaleni birbirimize su sıçratarak kutlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الإحتفال بأول مقالة لك مع رشة |
| Baş başa kutlayabiliriz diye düşündüm. Biraz şundan ver. | Open Subtitles | لقد ظننت أننا يُمكننا الإحتفال بمفردنا إعطنيبعضاًمن هذا! |
| Eğer yeteri kadar Trol yoksa, Trol Bayramı'nı nasıl kutlayabiliriz? | Open Subtitles | كيف سنحتفل بالترولستيرز إذا لم يكن لدينا الترولز الكافية |
| Önemli değil canım. Yemek için dışarı çıkıp kutlayabiliriz. | Open Subtitles | لا بأس يا حبيبتي ، بوسعنا الخروج لتناول العشاء والإحتفال بالخارج |