| Yatak odası dolabında, yere sabitlenmiş metal bir kutu vardı. | Open Subtitles | كان هناك صندوق معدني موصد بالارض في خزانة غرفة نومه |
| Geçen gün, taşımacıların almasını istemediğin bir kutu vardı. | Open Subtitles | في اليوم السابق كان هناك صندوق ولم تدعي المحركون يأخذونه |
| Whiteland yöresine ait başka bir kutu vardı. | Open Subtitles | هناك صندوق اخر من نبيذ وايتلاند الأبيض |
| Elmaslarla dolu bir kutu vardı. | Open Subtitles | هناك صندوق كامل ملئ بالماس |
| Yatağın üstünde bir kutu vardı. | Open Subtitles | كان هناك صندوق على السرير |
| Morten'in karavanında fotoğrafların olduğu küçük bir kutu vardı. | Open Subtitles | كان هناك صندوق يحتوي صورًا في مقطورة (مورتن) |
| Başka bir kutu vardı. | Open Subtitles | وكان هناك صندوق آخر |