| Asıl numara, bir takım kuyuları birbirine bağlayarak yeraltında su kanalları oluşturmaktır. | Open Subtitles | الخدعة الحقيقية هي في ربط عدة آبار وتكوين قناة مائية تحت الارض. |
| "Zengin bir adam olarak öldü. Petrol kuyuları ve bok." 1 milyon papele yakın. | Open Subtitles | لقد مات ثريا و كان لديه آبار بترول أى ما يقرب من مليون |
| Burada su kuyuları açacağız ve su kuyusu demek sulama demektir. | Open Subtitles | سنحفر آبار ماء هنا وآبار الماء تعني الريّ |
| Taramalarım gösteriyor ki, bu yerçekimi kuyuları tüm Eureka'da şekillenmeye başlıyor. | Open Subtitles | ومسحي يشير ان تلك الآبار بدأت بالتشكل في جميع أنحاء يوريكا |
| Ama benim asıl anlayamadığım... şu diğer petrol kuyuları. | Open Subtitles | ولكن ما لا اجده منطقياً هو هذه الآبار الأخرى |
| Askerler su kuyuları açtıkça veya kabile ileri gelenleriyle çay içtikçe Afganların kalplerini ve gönüllerini fethettiğimiz söylendi. | Open Subtitles | قيل لنا أن معركة كسب القلوب جاري الفوز بها حيث يحفر الجنود الآبار أو يحتسون الشاي مع كبار القبائل. |
| Belki gezegeni dolaşıp petrol kuyuları veya çalıntı elmaslar üstüne kumar oynamalı veya mihracelere pezevenklik etmeliydim. | Open Subtitles | ربما كان على ان اجول العالم مغامرا فى مجال ابار النفط... او الجواهر المسروقه او لابيعها الى المهراجا |
| Jackson sadece Barren Petrol'ün sahibi olmakla kalmıyor, kendisi ayrıca Körfez Savaşında kuyuları koruyan sualtı birliğini de yönetmiş. | Open Subtitles | بل قاد أيضاً فريق تحت الماء الذي غطّا بئراً في منطقة الخليج. أجل. |
| Nedenlerden biri yerçekimi kuyuları olsa da, birisi Şerif Andy'yi kasten hedef alıyor. | Open Subtitles | آبار الجاذبية هي شيء، لكن أعتقد أحد ما يستهدف الشريف أندي |
| Kasabanın her yerinde ortaya çıkan şu yerçekimi kuyuları var. | Open Subtitles | لدينا آبار الجاذبية تتدفّق بالظهور في جميع أنحاء البلدة |
| Onarmamız 10 ay sürecek. Yerçekimi kuyuları tüm kasabayı sardı. | Open Subtitles | سيستغرق معنا 10 أشهر للتصليح لدينا آبار جاذبية في كل أنحاء البلدة |
| - Petrol kuyuları! Petrol kuyularını ateşe verdiler. | Open Subtitles | آبار النفط لقد أشعلوا آبار النفط |
| "ne petrol kuyuları, ne denizcilik şirketleri ne de gayrımenkullerle ilgileniyorum" | Open Subtitles | آبار النفط... الابحار أو العقار |
| Yanan Petrol kuyuları KUVEYT | Open Subtitles | حرائق آبار النفط الكويت |
| kuyuları ve tarlaları zehirleyecek insanlar asla dönemesin diye. | Open Subtitles | خططَ لتسميم الآبار والحقول حتى لا يعود الناس أبدًا |
| kuyuları ve verimli yerleri öğrendiler... | Open Subtitles | وعلموا الآبار والأماكن الخصبة |
| - kuyuları bilir misin? | Open Subtitles | ـ أتدري أي شيء عن الآبار ؟ |
| kuyuları tuttuk! | Open Subtitles | نحن لدينا الآبار |
| Bu adam kilise yakıp kuyuları kirletiyor. | Open Subtitles | كان يحرق الكنائس ويلوث الآبار |
| Su kuyuları açabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا ان نحفر ابار الماء |