- Bir kuyumcu soyacak. Birinin arabasında şofördüm o zaman. | Open Subtitles | . لقد كان سيسرق مجوهرات . كنت أقود سيارة أجرة في تلك الأوقات |
Banka, kuyumcu gibi büyük yerleri soymak için gerekli malzememiz yok. | Open Subtitles | تعرف اننا لا نملك اجهزه كافيه لسرقه مكان كبير مثل، مصرف او مخزن مجوهرات |
Tefeci dükkanları, kuyumcu dükkanları ve bu tip şeylere. HOLLIS ELMORE Eski Polis | Open Subtitles | مع تحطيم بعض الواجهات و رهون المتاجر مع محلات المجوهرات , تلك الانشطه |
Sadece kuyumcu vitrinlerinde ve insanların ağızlarında gördüm. | Open Subtitles | أراه فقط فى نوافذ محلات المجوهرات وأفواه الناس |
kuyumcu pazar izninde ve gün boyu tembellik yapmak istiyor. | Open Subtitles | لأن ذلك الصائغ اغلق دكانه للذهاب في جولة بالجوار |
Hiç 19. yüzyılın Çinli kuyumcu hikayesini duydun mu? | Open Subtitles | هل سبق و سمعت قصة القرن التاسع عشر عن الصائغ الصيني؟ |
Biliyorsun, yeni bir kuyumcu mağazası. Ne söyleyebilirim? | Open Subtitles | انه مجرد محل مجوهرات صغير ماذا عساني القول ؟ |
Gördüğüm ilk lanet olası kuyumcu şair. Evet. | Open Subtitles | مجوهراتي شاعر اول مجوهرات شاعر اقابله في حياتي |
Önce öyle sanıyorsun ama, soydukları yerlere bir bak: Bir ayakkabı mağazası, bir CD mağazası, bir kuyumcu, bir elektronik eşya mağazası ve bir kafe. | Open Subtitles | حسناً لعلّ هذا ما تعتقده، ولكن أنظر إلى الأهداف محل أحذية ، محل سيديات ، محل مجوهرات ، و إلكترونيات |
- kuyumcu soyacağız. - Bana uyar. | Open Subtitles | ـ سنقوم بسرقة متجر مجوهرات ـ أنا سأشارك معكم |
Buraya gelmesi için birinci sınıf olanlardan bir kuyumcu ayarla. | Open Subtitles | أطلب من رجل مجوهرات أن يأتي إلى هنا ، و من أفضلهم ، أتفهم. |
kuyumcu soygunu hakkında bilgi için 10 milyon teklif ediyorlar. | Open Subtitles | أنه يعرضون مكافأة قدرها 10 مليون لمن لديه معلومات عن سرقة المجوهرات |
- Seema'nın arkadaşı hani o gün biz kuyumcu dükkanında karşılaşmıştık ya! | Open Subtitles | صديقة سيما الذى قابلناها فى محل المجوهرات فى ذلك اليوم |
kuyumcu dükkanının camından hep buna bakıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تنظر إليه وهو معروض بمحل المجوهرات |
Bunlar çok güzel. Annen kuyumcu olmalı. | Open Subtitles | هذا العقد جميل جداً لابد أن أمك تحب المجوهرات |
Kaç kuyumcu, evinde iş yapıyor burada? | Open Subtitles | كم عدد صائغو المجوهرات الذين يعملون في منازلهم؟ |
kuyumcu Don, iyi bir öğrenci. En azından sülük değil. | Open Subtitles | دون الصائغ موزع جيد ليس متطفلاً. |
Ama kuyumcu, kutunun yeni olduğunu söylemişti bana. | Open Subtitles | ولكن الصائغ أخبرني أن العلبة كانت جديدة |
Evet, çünkü aptal kuyumcu içine bileziği koymamış. | Open Subtitles | ... أجل , ذلك ... بسبب ذلك الصائغ الغبي لم يضع السوار بداخله |
Şehrimizin büyük bölümü kuşku içinde kalmaya devam ederken Postis dün gerçekleşen kuyumcu soygununu bir köpeğin engellediğinin arkasında duruyor. | Open Subtitles | بينما اكثر مدينتنا يشكون بالامر المركز يصمم على قصته بأن كلب قام باحباط محاولة سرقة محل جواهر بالامس |
Ne yani, şimdi de kuyumcu mu arıyoruz? | Open Subtitles | إذاً ماذا، أنبحث عن جواهري الآن؟ |
60'larda büyük bir kuyumcu soygunundan sonra kendim de kullanmıştım. | Open Subtitles | إستخدمتُها بنفسي في الستينات. بعد سرقة مُجوهرات مُذهلة. |
Demek, bu kuyumcu dükkanı iyi yıl önce soyuldu, ...peki olay yerindeki polis amirinin kim olduğuna dikkat ettiniz mi? | Open Subtitles | لذا، هذا مخزنِ المجوهراتِ يُعيقُ مِنْ سنتانِ في وقت سابق، سجّلتَ ملاحظة حول مَنْ |