| Hapishanenin yolu uzun. laklak etsek iyi olurdu. | Open Subtitles | إن الطريق للسجن طويلة و أنا أحب الدردشة |
| Sen ve müşgilin ne laklak ediyordunuz? | Open Subtitles | ما كل هذه الدردشة بينك وبين "عملوقتك"؟ |
| Alt kademe uyuşturucu satıcıları arasındaki bir sürü laklak var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الثرثرة بين رواج المخدرات الصغار |
| - Dolmak çok zor, çok fazla laklak var. | Open Subtitles | صعوبه بالشحن, الكثير من الثرثرة. |
| Hayat laklak hatunları çekemeyecek kadar kısa. | Open Subtitles | الحياة قصيرة جدا لنضيعها على هكذا نساء |
| - Çünkü gerçekten laklak yapacak havada değilim. | Open Subtitles | لأنه ليس لدي مزاج رائق للثرثرة آسفة |
| - Çok şey değil, birkaç neşeli laklak sadece. | Open Subtitles | -ليس الكثير، بعض الدردشة البسيطة |
| Kuzenim Alex sadece küçük bir laklak yapmak istemiş, ve şimdi de gitmeme izin veriyor.. | Open Subtitles | قريبتنا (ألكس) ودّت الدردشة فقط ثم تركتني أذهب. |
| - Bu kadar laklak yeter. | Open Subtitles | -كفاية من الدردشة . |
| laklak etmeyi kesmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا رأيك في أن تعفيني من الثرثرة ؟ |
| - Ne laklak ediyorsunuz? | Open Subtitles | ـ ما كل هذه الثرثرة ؟ |
| Amma da laklak ettiniz. | Open Subtitles | تكفي هذه الثرثرة. |
| Hayat laklak hatunları çekemeyecek kadar kısa. | Open Subtitles | الحياة قصيرة جدا لنضيعها على هكذا نساء |
| Size laklak edin diye para ödemiyorum! | Open Subtitles | لن أدفع مالاً للثرثرة |
| Zubrowka Bölgesel Hattı laklak edecek vakit yok. | Open Subtitles | لا وقت للثرثرة. |