| Çünkü Las Vegas'a gidiyoruz ve ne kadar kalacağımız da belli değil. | Open Subtitles | نحن متجهين إلى لاس فيجاس ، ولا نعلم إلى متى سنظل هناك |
| Las Vegas'dan kalkan tek bir uçak var, ona yer ayırttım. | Open Subtitles | هناك طائرة مستأجرة واحدة متوفر في لاس فيجاس. نحن فقط سنأخذها. |
| Biliyor musun, Los Angeles'a gittik ve sonra da Las Vegas'a. | Open Subtitles | نحن ذهبنا الى لوس انجلوس ومن ثم ذهبنا الى لاس فيجاس |
| Las Vegas'taki bir otelde üç gün geçirme şansına erişecek. | Open Subtitles | ستستمتع بثلاثة أيام رائعة في فندق ساندس في لاس فيغاس |
| İlk bela işaretinde, Las Vegas'taki beyaz babanın yanına koşarak dönersin. | Open Subtitles | عند أول مشكلة ستعود جريا إلى أبيك الأبيض في لاس فيغاس |
| yoksa Las Vegas'a gerçekten bir haber için mi gelmiştim? | Open Subtitles | أم أني أتيت فعلاً إلى لاس فيغاس لأعمل على قصة؟ |
| Kızgın Las Vegas çölünde büyürken istediğim tek şey özgür olmaktı. | TED | نشأتى فى صحراء لاس فيجاس الحارة جعلتني لا أريد سوى أن أكون حرة. |
| Belki General Alexander da benim gibi o gün Las Vegas'ta 12 bin sabıkalı görmüyordu. | TED | وربما كان الجنرال ألكسندر مثلي يومها، لا يرى أمامه 12000 مجرما في لاس فيجاس. |
| Şimdilik Las Vegas kumarhanelerinde kuantum bilgisayar yok benim bildiğim kadarıyla, fakat IBM çalışan bir kuantum bilgisayar yaptı. | TED | الآن، لا تمتلك كازينوهات لاس فيجاس الحواسيب الكمية، كما أعلم، ولكن يعمل الحاسوب الشخصي على الحاسوب الكمي. |
| Ama şuralarda Las Vegas ve Ölüm Vadisi oldukça, oldukça iyi. | TED | ولاكن المنطقة الساخنة تقع حول لاس فيجاس وديث فالي وتلك المنطقة جيدة، جيدة جدا |
| Ailem burada yemek yemiyor, Las Vegas'da yemiyor ve Miami'de de yemiyor, Hyman Roth ile birlikte! | Open Subtitles | عائلتى لا تأكل هنا و لا فى لاس فيجاس و لا فى شيكاغو و لا فى ميامى مع هايمن روس |
| - Bay Questadt. Las Vegas'da üç büyük oteli kontrol ettiğiniz doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح أنك تملك الحصص الأكبر فى 3 فنادق من بين أكبر الفنادق فى لاس فيجاس ؟ |
| Çünkü değilsen, karını, aileni ve metresini alıp, hepiniz Las Vegas'a taşınabilirsiniz. | Open Subtitles | لأنة لو كانت اجابتك لا فيمكنك أن تأخذ زوجتك و أطفالك و عشيقتك الى لاس فيجاس |
| Bir otobüs kiralıyorum ve siz tüm tayfayı Las Vegas'a götürüyorum. | Open Subtitles | لقد استأجرت حافلة حفلات ستأخكم أنتم الزبائن المعتادون إلى لاس فيغاس |
| Üçüncü eski Bayan Rossi ile Las Vegas'ta bir kilisede evlendim. | Open Subtitles | لقد تزوجت بالثالثة سيدة روسي،سابقا في كنيسة صغيرة في لاس فيغاس. |
| Las Vegas Polis Teşkilatı'ndaki yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili umut vaat eden gelişmeler yaşandı. | Open Subtitles | أي تطوير وَاعِد اللّيلة التحقيق في فساد مكتب التحقيقات الجنائية في لاس فيغاس. |
| Las Vegas Emniyeti'nin cinayet silahını evinde bulmasına rağmen mi? | Open Subtitles | حتى ولو أن شرطة لاس فيغاس وجدت سلاح الجريمة بمنزله؟ |
| Sanatçı Michael Heizer ile Las Vegas civarlarında çölde dolaşıyorduk. | TED | كنت أقوم بزيارة مع إحدى الفنانين، مايكل هيزر إلى إحدى الصحاري قرب لاس فيغاس |
| Benim fikrim, Stacey'nin Sevgililer Günü'nde Las Vegas'ta hızlı randevu etkinliğine katılmasıydı. | TED | كانت فكرتي أن تجرب ستاسي نظام التعارف السريع يوم عيد الحب في لاس فيغاس. |
| Las Vegas için, Patricia'nın girişinde benim adımla Rafael'inkini değiştir . | Open Subtitles | بخصوص لاس فيقاس أنقلي أسم (رافائيل) بدل أسمي ليكن مع (باتريسيا) |
| Gucci giyen pisliklerin yanına Las Vegas'a dönmek ister misin? | Open Subtitles | كنت أريد أن أعود إلى لاس فيغاس مع لهم غوتشي ارتداء موثرفوكرز؟ |
| Las Vegas'da olduğunuzu düşünün, kumarhanedesiniz ve oradaki bilgisayarlardan birinde oyun oynamaya karar veriyorsunuz, aynı solitaire ya da satranç oynar gibi. | TED | تخيل أنك في لاس فيجاس، في كازينو، وقررت أن تلعب لعبة في أحد حاسوبات الكازينو، فقط مثل ما تلعب السوليتير أو الشطرنج. |
| Millet, bu hafta sonu Joey'e sürpriz yapmaya Las Vegas'a gideceğiz. | Open Subtitles | اسمعوا نهاية الاسبوع سنذهب جميعا للاس فيجاس ونفاجئ جوي بالاضافة لي |
| Evet ederim. Soru: Neden Las Vegas'a uçakla gitmedik? | Open Subtitles | : نعم أجرؤ ، سؤال لماذا لم نذهب بالطائرة إلى فيغاس ؟ |