| Sam'le tanıştığımda bu umduğum gibi bitmemişti. | Open Subtitles | الراهب وانغ: لم تكن هذه النهاية توقعت عندما قابلت سام أول مرة |
| Bana inanmayacağını biliyorum, ama... Kate'le tanıştığımda içimde bir şeyler tutuştu. | Open Subtitles | أعرف بأنكِ لن تصدقينني ، لكن عندما قابلت كايت ، حدث إنجذاب بيننا |
| Alex'le tanıştığımda onu ağdacı sanıyordum. | Open Subtitles | عندما قابلت " أليكس " لأول مرَّه إعتقدت أنها مدلكة |
| Geçen yıl Brad'le tanıştığımda gereğinden fazla iyi olduğu aklımdan geçmişti. | Open Subtitles | عندما قابلت براد السنة الماضية... في أعماقي عرفت بأنه كان طيب للغاية من أن يُصدق. |
| Evlenmek için acele etmiyordum, ama Cam'le tanıştığımda, bunun olacağını biliyordum. | Open Subtitles | إنه ليس وكأني على عجلة من أمري لأتزوج , لكن عندما قابلت كام , فقط عرفت . |
| Jimmy'le tanıştığımda hiçbir şeyim yoktu. Parasızdım. | Open Subtitles | . عندما قابلت (جيمى) , لم يكن لدى شئ . لا أموال |
| Jasper O'Neil'le tanıştığımda 12 aylıktı. | Open Subtitles | عندما قابلت (جاسبر أونيل) أول مرة، كان عمره 12 شهر، |
| Nick'le tanıştığımda annesi 1437 numarada oturuyordu. | Open Subtitles | عندما قابلت (نيك) لأول مرة والدته كانت تعيش في 1437 |
| Judith'le tanıştığımda, cenaze işleriyle ilgilenen bir yerde çalışıyordum. | Open Subtitles | (عندما قابلت (جوديث كنت أعمل بدار الجنازات |
| Blaine'le tanıştığımda o kimse bir şey yapmazken Boss'a karşı duran cesur biriydi. | Open Subtitles | عندما قابلت (بلاين)، رأيت فيه رجلاً لا يخشى مواجهة السيد (بوس) فيما خشيه الجميع |
| Sebastien'le tanıştığımda,şöyle demiştim: | Open Subtitles | عندما قابلت (سابستيان) قلت : |