| Sarina Hala, sadece bunlar çok lezzetli değil... tüm yemek mükemmeldi. | Open Subtitles | ليس فقط هذا البسكويت لذيذ ولكن الوجبة كلها كانت ساحرة صدقاً |
| Bunlar çok lezzetli görünüyor. Yaban Mersinli olandan al. Çok güzel duruyor. | Open Subtitles | . هذا شهى و لذيذ . خذى هذا التوت , هذا جيد |
| Çorba tabağı vardı, tatlı tabağı vardı, ve aradaki tüm o lezzetli tabaklar. | Open Subtitles | كان هناك بالطبع الحساء. الدورة الحلوى. وجميع هذه الدورات لذيذ الأخرى بين بين. |
| Bu çok lezzetli. Gemide yediğimiz rezaletten çok daha güzel. | Open Subtitles | هذه كلها لذيذة معالجة فضلات الطعام بطريقة جيدة على السفينة.. |
| Bakın, kremalı ıspanağın çok lezzetli olduğunu biliyorum ama çıkıp doğru dürüst bir yemek getirirseniz size kesinlikle kızmam. | Open Subtitles | اسمعا كلاكما, أعلم بأن هذه السبانخ المطبوخة لذيذة لكن أن لن أشعر بالاهانة إذا خرجتما للبحث عن طعام حقيقي |
| Zehirli olduklarını biliyorum ama tıpkı büyük ve lezzetli bir "Buz Parmak"a benziyor. | Open Subtitles | أعلم أن فيها مواد سامة و لكنها تبدو و كأنها الحلوى المجمدة اللذيذة |
| Büyük Perhiz yarın başlıyor ve ben caymak için lezzetli bir şeyler istiyorum. | Open Subtitles | "الصوم الكبير سيبدأ غداً، يا أصدقاء وأنا أريد شيئاً لذيذاً لأتخلى عن هذا" |
| Her bir çiçeğin uzun boynunun altında lezzetli bir nektar havuzu yatıyor. | TED | تجمّع للرحيق اللذيذ يقع في الجزء السفلي من المتاع الطويل لكل زهرة. |
| Şunu bir tat. Çok lezzetli. Ama bardağımı geri getir. | Open Subtitles | تذوقي هذا , انه لذيذ احرصي على ان استعيد الكأس |
| Hımm, lezzetli. 57 yaşında, eski içici, sigarayı iki sene önce bırakmış? | Open Subtitles | لذيذ , عمركَ 57 عاماً , مُدخن سابق أقلعتَ منذ عامين ؟ |
| Eğer beni takip edersen kendine ev arayan tatlı, lezzetli burun tozları göreceksin. | Open Subtitles | رائع , لذيذ .. محار يبحث عن منزله اذا كنت تفهم ما اقصده |
| Şu kırmızı şişesi olan... çok lezzetli Likörlerden var mı hiç ? | Open Subtitles | ألديكَ من قبل أيّ فرصة خمرٌ لذيذ حقاً ومعبّأ في زجاجة حمراء؟ |
| Evet, lezzetli, krem zehir, ...bu arada sen eskiden damacanadan çekiyordun. | Open Subtitles | نعم، سم دسم لذيذ و هو، بالمناسبة ما اعتدتى ان تلتهميه |
| lezzetli bir şeyler için Rayleen's'e doğru gidiyoruz. Bize katılır mısın? | Open Subtitles | نحن متجهين الى رايليين لاجل شيء لذيذ, هل تنضمون الينا ؟ |
| Seni lezzetli, kızarmış bir parça ayakkabı için kutlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أثنـي عليك بسبب بطـاطـا مقليّة لذيذة مثل الحذاء |
| Aslında içimi kemiren öfkemi ve saldırganlığımı kattım. Yine de lezzetli oldu. | Open Subtitles | حسناً , مليئة بالغضب و السخط , لكنها بالرغم من ذلك لذيذة |
| Özellikle de bizim özel karışımımızla yani gerçekten lezzetli olsun diye. | Open Subtitles | نحن نصنعه بالمكونات الخاصة لدينا تعلمين, إنه يحتوي على نكهات لذيذة |
| Ay çekirdekleri ve nohutlar ve çok lezzetli kaba yoncalar... | Open Subtitles | بذور عباد الشمس و حبوب الحمص وبراعم البرسيم اللذيذة للغاية |
| Ama onun kadar lezzetli bir şeyle karıştırırsanız, mesela çikolatayla, harika bir-- | Open Subtitles | لكن لو خلطت معه شئ آخر يكون لذيذاً أيضاً شيكولاتة أنت تعلم ، من الممكن أن تكون |
| Sadece özel bir tanesi bu korkunç ama lezzetli sondan kurtulmuş olacak. | Open Subtitles | رومى وحيد فقط هو من سينجو من هذا المصير الفظيع ولكن اللذيذ |
| Güvenli, sağlıklı, son derece güzel ve lezzetli yiyecekleri kastediyorum. | TED | أعني أن الغذاء آمن، وأنه صحي، وأنه فائق الجمال وطعمه شهي. |
| Ama bazı uzak doğu kültürlerinde güvercin özellikle güvercin kafası çok lezzetli yapılır. | Open Subtitles | ولكن عددة ثقافات الشرق الأقصى تنظر للحمام ولا سيما قادة الحمام كونها شهية |
| Evet, evet, hepimiz biraz deneyip, tadına bakalım ve ne kadar lezzetli olduğunu görelim. | Open Subtitles | نعم نعم , سنقوم كلنا بتجربة واحده وسنقول لك كم هي لذيذه |
| Örneğin, istediğin kadar lezzetli yiyecek yemene nasıl izin verildiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | مثلا, مالذي يجعلك تأكل طعاما لذيذا على قدر ما تحي؟ |
| Bununla hiçbir sorunum yok çünkü eğer iyi yiyeceğin geleceği buysa, bu gelecek lezzetli olacak. | TED | وكما تعلمون , فأنا مرتاح لهذا .. لانه إن كان هذا هو طعام المستقبل فسوف يكون طعاماً شهياً |
| Çocuklar, şekerimi bu kadar lezzetli yapan şey nedir bilmek istiyor musunuz? | Open Subtitles | يااطفال, هل تودون معرفة ما الذي يصنع كل تلك الحلوى الشهية ؟ |
| O hâlde sizin için ısıtayım da daha lezzetli olsun. | Open Subtitles | بصوت عال وواضح سيدي سوف أسخنها من أجل مذاق أفضل |
| Merhaba, küçük dostum. Sana lezzetli sinekler getirdim. | Open Subtitles | أهلاً يا صغيري، أحضرت لك بعض الذباب الشهي |
| O lezzetli yumuşak şeylerden yaparak ikimize de ekstradan puan kazandırabilirsin. | Open Subtitles | ربما أبهرتنا ببعض الكعكه اللذيذه اللي تصنعها لتكسبنا كلينا بعض النقاط |
| Silahın çabukluğunu seviyorum ama bıçağın, deriyi keserkenki çıkarttığı ses çok lezzetli. | Open Subtitles | أحبُ فورية السلاح، لكن الصوت الذي تصدرهُ الشفرة عندما تقطع اللحم لذيذٌ جداً |